Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1995/935
Karar no : 1995/1137
Tarih : 20.12.1995

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
    DAVA : Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Beyoğlu Asliye 1. Ticaret Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen (...) kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 16.12.1994 gün ve 1994/5689-9705 sayılı ilamı ile (... Davacı vekili, müvekkili şirkete ait Menemen'deki işyerinin (15.7.1992-15.7.1993 tarihleri arasında davalı şirkete yangına karşı sigorta ettirildiğini, başka poliçeler ile bu poliçeye ait prim borcunun davalının acentesi olan dava dışı L.S.'a 15.9.1992, 15.10.1992 tarihli senet bordroları ve 15.10.1992 tarihli tahsil gişi ile tamamen ödendiğini, sigortalı işyerinde 24.4.1993 tarihinde meydana gelen yangında toplam (2.621.350.000) lira zarar meydana geldiğini ileri sürerek bu miktarın hasar ihbar tarihi olan 26.4.1993 tarihinden itibaren % 54.5 reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili cevabında, davacının talebi üzerine poliçe hazırlandığını, teslim ve ödeme yapması için İstanbul Bölge Müdürlüğü'nde bekletildiğini, davacının poliçeyi teslim almadığını ve herhangi bir prim ödemesi yapmadığını, sözleşmenin yürürlüğe girmediğini, verildiği iddia edilen senetlerin müvekkili şirketin kayıtlarında bulunmadığı gibi, davacının hiçbir şekilde (borçlu, ciranta vb.) gibi imzası ve ismini içermeyen senet ve çeklerin kambiyo senedi vasfında bulunmadığını, ayrıca yürürlüğe girmeyen poliçenin 5.10.1992 tarihinde iptal edilerek kayıtlardan düşünüldüğünü beyanla davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, bilirkişi raporu ve toplanan delillere dayanılarak davacı şirketin davalının acentesi aracılığı ile İstanbul/Kazlıçeşme'de bulunan 5 adet işyeri ve dava konusu Menemen'deki deri fabrikası için sigorta teklif edildiğini, sigorta poliçelerinin düzenlenmesine rağmen davacının bu poliçeleri teslim almadığını ve ilişkisini sözleşme feshedilen acente aracılığı ile sürdürdüğü ve acenteye ödemeler yaptığı, poliçe bedellerinden dolayı acenteye (418.285.308) lira borçlu olduğu, kendi kayıtlarından yer almayan bir kısım ödemelerin acente kayıtlarında gözüktüğü, ödemelerin hangi poliçeye ait olduğuna dair bir açıklık bulunmadığı ve dava konusu poliçede gösterilen (144.607.050) lira primin ödendiğine dair hiçbir kayıt olmadığının tesbit edildiği, bu durumda davacının belirlenen primi ödediğini ispat edemediğinden davanın reddine karar verilmiştir.
    Taraflar arasında, davacı şirketin, davalı sigorta şirketinin sözleşme yapmaya yetkisi olmayan ancak teklifname alma ve prim tahsiline yetkili acentesine dava konusu fabrikasını (15.7.1992-15.7.1993) tarihleri arasında yangın rizikosuna karşı sigorta ettirmek için teklifname verdiği ve yangının davacı sigorta ettirilen tarafından kasten çıkarılmadığı konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan hususlar sigorta akdinin teşekkül edip etmediği ve ayrıca prim ödenip ödenmediği noktasında toplanmış bulunmaktadır. Davalı sigortacı vekili savunmasında teklifin kendilerine iletildiğini ve bu teklifin yüksek prim karşılığı ve  
% 40 peşin (nakit) ödemek kaydı ile kabul edildiğini bildirmekte, ancak bu karşı teklifin davacı sigorta ettirene bu şekilde bildirildiğini usulen ispat edememiş bulunmaktadır. Esasen davacı ile ilişki halinde olan davalı sigorta şirketi değil, onun acentesidir. Acentenin ise davalı sigorta şirketinin bu şartlı teklifini davacı tarafa bildirdiği de belgelendirilmemiştir. Aksine davalı sigorta şirketi tarafından toplam (144.607.050) liralık prim karşılığı dava konusu fabrikanın 18 milyar liraya sigorta edildiği konusunda yangın sigorta poliçesi düzenlendiği ve bu poliçenin davalı şirket yetkililerince imzalanarak davacıya teslim edildiği anlaşılmaktadır. Davalı sigorta şirketi her ne kadar bu poliçenin sonradan iptal edildiğini, acente suretinin her nasılsa davacı eline geçtiğini savunmuş ise de, dosya içinde noter tasdikli poliçe örneğinde acente nüshası olduğu yönünde böyle bir kayıt bulunmadığı gibi, bu husus dahi davalı şirketçe belgelendirilememiştir. Açıklanan bu durum karşısında, davacının acente aracılığı ile verdiği teklifin davalı sigorta poliçesi düzenlenip davacıya teslim edildiğine göre, taraflar arasında oluşması esasen bir şekle bağlı olmayan sigorta sözleşmesinin kurulduğunun kabulü gerekir.
    Primin ödenmesi ile ilgili uyuşmazlığa gelince:
    TTK'nun 1292. ve 1295. maddelerinin son değişikliğinden önce sigorta priminin para ile ödenmesi gerektiğine ilişkin hüküm dairemizin bir örneği de dosyada bulunan yerleşik uygulaması ile piyasada para gibi tedavül eden kambiyo senetleri ile de ödenebileceği şeklinde yorumlanmakta ve uygulanmakta idi. Anılan hüküm 537 sayılı KHK ile kısmen değiştirilerek ödeme için senet verilmesi halinde ancak senet bedelinin tahsil edildiği tarihte ödeme yapılmış sayılacağı kabul edilmiş bulunmaktadır. Dava konusu olay anılan yasa değişikliğinden önceki döneme ait bulunduğundan uyuşmazlığın çözümünde değişik yasa hükmü değil, önceki yasal düzenleme ile yasal düzenlemeye yorum getiren içtihatlara göre çözümlenmesi gerekmektedir. Bu genel açıklamadan sonra, dava konusu olayda prim tahsiline ilişkin olgulara gelindiğinde, davacı taraf sigorta aktinin oluşumundan sonra ve fakat rizikonun meydana gelmesinden önce davalı sigorta şirketinin prim tahsiline yetkili acentesine tahsil fişi karşılığı sigorta poliçelerine mahsuben toplam (133.417.300) liralık 4 adet ileriki tanzim tarihli çek verildiği, bakiyesinin ise senet bordrolarına bağlanarak acenteye teslim edildiğini belgelendirmiş bulunmaktadır. Bu olgular yetkili acente tarafından kabul edilmiş ve kabul de belgelendirilmiştir. Nitekim, rizikodan hemen sonra davalı sigorta denetçisi tarafından acentede yapılan ve tutanağa bağlanan incelemelere göre (124.550.000) liralık bonoların acente kayıtlarına girişi saptanmış, bakiye çek ve senetlerin girişi görülmemekle beraber kayıtlarına girişi saptanmış, bakiye çek ve senetlerin girişi görülmemekle beraber bunların acentede fiilen bulundukları saptanarak tüm çek ve bonoların fotokopileri çekilerek bunlar bizzat davalı tarafından dosyaya delil olarak ibraz edilmiş bulunmaktadır. Keza, yine davalı sigorta şirketince dava dışı acenteye davalı sigorta şirketince yazılan 28.8.1992 tarihli yazı kapsamından da sigorta sözleşmesinin kuruluş tarihi itibariyle tüm sigorta poliçe primlerinin toplamı üzerinden acentenin borçlandırıldığı ve ödemelerin vadeye bağlandığı anlaşılmaktadır. Bir kısım prim borcunun ödeme tarihinin riziko tarihinden sonra olması hem kambiyo hukuku hem de sigorta hukuku yönünden sonucu değiştirmesi mümkün değildir. Zira, ileriki tanzim tarihli çek keşide edildiği anda tahsil için ibraz edilmesi mümkün bulunduğundan ibraz ve tahsilatın sonradan yapılması bu sonucu değiştirmez. Esasen dairemizin TTK'nun 1294 ve 1295. maddelerini yorumlayan içtihatlarında kambiyo senedinin rizikodan önce verilmiş olması sigortacının sorumluluğunun başlaması yönünden yeterli olup riziko tarihinde vadenin henüz gelmemiş olması bu sonucu değiştirmeyeceği kabul edilmektedir. Poliçe düzenlenmesinden sonra prim ödenmemesi halinde sigortacının gerekli prosedürü tamamlayarak sözleşmeyi fesih yetkisi bulunduğu halde, bu yetkisini kullanmadığına göre riziko tarihinde sözleşmenin yürürlükte olduğunun kabulü gerekir. Sigorta şirketi ile acente arasında sonradan ihtilaf çıkması ve sigorta şirketinin acentenin tahsil ettiği primleri kabul etmeyerek, 7.12.1992 tarihinde acentelik sözleşmesini feshetmesi, sigorta şirketi ile acentesi arasındaki iç ilişki olup fesihten önceki prim tahsiline yetkili acentenin prim tahsilatı ile yaptığı işlemlerden dolayı sigortacının sorumluluğu devam eder.
    Tüm bu olgu ve açıklamalar karşısında davacı sigorta ettirenin rizikodan önce prim ödeme yükümlülüğünü yerine getirdiğinin de kabulü gerekirken, bilirkişi kurulu raporundaki davalı sigorta şirketi kayıtlarında prim ödenmesine ilişkin kayıt bulunmadığının tesbiti ile yetinilerek davanın sonuçlandırılması doğru görülmemiştir.
    Bu durum karşısında mahkemece, taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğu ve sigortacının sorumluluğunun başladığı kabul edilerek işin esasına ve sigorta şirketinin diğer savunmaları incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
    Temyiz Eden : Davacı vekili.
    Hukuk Genel Kurulun'ca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan (...) sonra gereği görüşüldü:
 
    KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
 
    SONUÇ : Bu nedenle direnme kararı BOZULMALIDIR. (20.12.1995)
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini