 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1995/812
Karar no : 1995/1057
Tarih : 06.12.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Diyarbakır Asliye 1. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 24.3.1994 gün ve 1992/302 E-1194/173 K. sayılı kararın incelenmesi davacı idare vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 31.10.1994 gün ve 1994/5827/9137 sayılı ilamı: (... Davacı, Bakanlık, Davalının idaresindeki araç ile, izinsiz olarak görev güzergahını değiştirmek suretiyle, aracın teröristlerce yakılmasına sebep olduğunu bildirerek zararları olan 38.000.000 liranın davalıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece, bilirkişi incelemesi yaptırılarak, bilirkişinin olayda davalının kasıt, kusur ve ihmalinin bulunmadığı, davalının fiili ile doğan zarar arasında illiyet bağının olmadığı şeklindeki görüşü gereğince davanın reddine karar verilmiş bulunmaktadır.
Öncelikle; olayda sorumluluğun unsurlarının bulunup bulunmadığının takdiri ve özellikle davalının davranışı ile doğan zarar arasında illiyet bağının olup olmadığının belirlenmesi yargıcın görevidir. HUMK'nun 275. maddesi buyruğu gözardı edilerek bilirkişi görüşüne başvurulması doğru olmamıştır.
Somut olayda davanın, idaresindeki araç ve Diyarbakır'dan Bismil'e gitmesi gerekirken Hani'deki özelişlerini takip için güzergah değiştirmiş ve zaman kaybına sebep olmuştur. Bu nedenle olayda sorumluluğu bulunduğu gibi, davranışı ile doğan zarar arasında uygun illiyet bağı da vardır. Bölgenin özelliği sonucu aracın teröristler tarafından yakılmış olması BK'nun 43. maddesi uyarınca indirim nedeni olabilir. Hal böyle iken bilirkişi raporundaki görüşleri benimseyen kararda yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı idda ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA) oybirliği ile karar verildi.