 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1995/751
Karar no : 1995/966
Tarih : 15.11.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "kadastro tesbitine itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Göle Kadastro Mahkemesince davanın reddine dair verilen 23.6.1994 gün ve 1993/5 E. 1994/44 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 16.2.1995 gün ve 1995/926-932 karar sayılı ilamı;
(... Mahkemece çekişme konusu 816 nolu parsel tutanağında davacının itirazından vazgeçmesi gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir. Davacı kendi adına tesbiti yapılan 816 nolu parselin, dayanağı tapu kaydındaki miktara göre noksan tespit edildiğini bu noksanlığın tamamlanmasını istediğine göre itiraz ve davası 816 parsele yönelik olmayıp komşu parsellere yönelik olduğundan adına tesbiti yapılan 816 nolu parsel hakkındaki itirazından vazgeçmesi komşu parsellerle ilgili davadan vazgeçme olarak kabulü doğru değildir. Davacı dava dilekçesindeki komşu 774, 775 nolu parsellerin tesbit maliklerinden Cemal Çelik 776, 777 nolu parsellerde Hasan ve Hüseyin Keseri, 815 nolu parsellerde tesbit maliki Mehmet Akdağ'ı davalı gösterdiği halde 773, 814, 817, 818 ve 810 nolu parsellerin tesbit malikleri aleyhine dava açmamıştır. 810 ve 818 no'lu parseller mer'a olarak sınırlandırıldığından Hazine ve köyün sonradan davaya dahil edilmeleri de tutanakların kesinleşmesini engellemez. Kadastro davalarında husumet lehine tesbit yapılan yada komisyon kararı ile adına tescil kararı verilen kişi ve kişilere yöneltilmesi gerekir. Hal böyle olunca dava konusu 773, 814, 817, 818, 810 parsellerle ilgili tesbitler kesinleşmiştir. Söz konusu parseller hakkında davaya bakma görevi Genel Mahkemelere aittir. Dava konusu 774, 775, 776, 777 ve 815 nolu parsellerde ise davalı olarak gösterilen tesbit malikleri dışında tesbit malikleri de duruşmadan haberdar edilerek husumet yaygınlaştırılmalı, taraflardan iddia ve savunmaları ile ilgili tüm delilleri toplanmalı, ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere, Hukuk Genel kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA) oybirliği ile karar verildi.