Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1995/740
Karar no : 1995/923
Tarih : 08.11.1995

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
    DAVA : Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tenkis" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 10. Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 16.6.1994 gün ve 1988/395 E-1994/557 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine;
    Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 12.12.1994 gün ve 1994/14226-15857 sayılı ilamı:
    (... Dava dilekçesinin içeriğinden ve iddianın ileriye sürülüş biçiminden davada kademeli olarak "iptal" olmadığı takdirde "tenkis" isteğinde bulunulduğu anlaşılmaktadır.
    1.4.1974 gün ve 1/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararı'nda "bir kimsenin mirasçısını miras hakkından yoksun etmek amacı ile aslında bağışlamak istediği tapu sicilinde kayıtlı taşınmaz malı için tapu sicil memuru önünde iradesini satış doğrultusunda açıklamış olduğunun gerçekleşmiş bulunması halinde saklı pay sahibi olsun olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların görünürdeki satış sözleşmesinin Borçlar Yasası'nın 18. maddesine dayanarak muvazaalı olduğunu ve gizli bağış sözleşmesinin de şekli koşulundan yoksun bulunduğunu ileri sürerek dava açabileceklerine ve bu dava hakkının geçerli sözleşmeler yönünden söz konusu olan Medeni Yasa'nın 507 ve 603. maddelerinin sağladığı haklara etkili olamayacağına" değinilmiş; 22.5.1987 tarih 4/5 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararında da "miras bırakanın yaptığı temliki tasarruflardan zarar gören mirasçıların tenkis davası ile birlikte kademeli olarak veya tenkis davası açıldıktan sonra ayrı bir dilekçe ile Borçlar Yasası'nın 18. maddesine dayanarak muavazay nedeniyle iptal ve tescil davası açabilecekleri" öngörülmüştür. Mahkemece, yukarıda belirtilen ilke ve olgulara cevap verecek bir araştırma yapılmaksızın kesin süreye riayet edilmediğinden bahisle davanın reddedilmesi doğru değildir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
    Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
 
    KARAR : Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, davacı Celal Doğan tarafından açılan muvazaa ve tenkis istemiyle ilgili olarak verilen red kararıdır. Taraflar kardeştir. Bilindiği üzere davada, dayanılan maddi vakıaların bildirilmesi taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. (HUMK md. 76). Dava dilekçesinin içeriğinden de miras hakkından mahrum edilmek amacıyla, davalılara temlik edildiği ileri sürülerek, pay oranında iptal istenildiği açıklıkla anlaşılmaktadır.
    Gerçekten dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarından bir kısmının kayden satış suretiyle davalılara temlik edildiği, bir kısmın da ise hibe yoluyla intikalin gerçekleştirildiği görülmektedir. Bu durumda isteğin öncelikle BK'nun 18. maddesinden kaynaklanan muris muvazaası olarak değerlendirilmesi bilahare saklı pay sahibi bulunan davacı yönünden bu tasarruflarla davacı saklı payına tecavüzün gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması icabeder. Muvazaa ve tenkis isteklerinin aynı dava içinde kademeli olarak ileri sürülebileceği ve öncelikle, tenkise oranla daha geniş kapsamlı bulunan muris muvazaası talebinin değerlendirilebileceği de 22.5.1987 gün 4/5 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararı gereğidir.
    Muris muvazaası hukuksal sebebine dayalı tapu iptali davalarının, 1.4.1974 gün 1/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararı çerçevesinde incelenip çözüme bağlanacağı da aşikardır. Bu istekle açılan davalar da her ne kadar çekişmeli taşınmaz malın tapudaki satış ve aynı tarih itibarıyla gerçek değeri arasındaki fark başlı başına muvazaanın kabulü için yeterli değilse de, çözüme ulaşmada gözönünde tutulması gereken önemli bir yan delil olduğu muhakkaktır. Ancak, olayda murisin sağlığında satış suretiyle davalılara temlikini sağladığı, dava konusu edilen taşınmazların, akit tarihi itibarıyla tapu satış bedeli ile gerçek değerleri tesbit edilmediği gibi, yine temlik tarihi itibariyle miras bırakanın ekonomik durumu, içinde bulunduğu sosyal şartlar nedeniyle, taşınmaz mallarını satma gereksinimi içerisinde bulunup bulunmadığı da dinlenen tanıklardan sorulup araştırılmamıştır. Keza, murisin mirasçılarına yaptığı temliki tasarruflarla sağlığında mirasçılar arasında mirasını bölüştürüp denkleştirmeyi sağlama amacını güdüp gütmediği ile ilgili bir değerlendirmeye de gidilmemiştir.
    Açıklanan konularda yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan tenkis isteği ile ilgili incelemeye geçilmesi doğru değildir. Kaldı ki, mahkemece bir konu ile ilgili olarak taraflara verilen kesin önel kabul edilebilir olması için usulde belirtilen koşulları yanında bu önele uyulmaması halinde sonucunun taraflara bildirilmesi ile birlikte açıkça, duruşma tutanağına yazılması icabettiği bir yana, kesin önel verilmesinin de gerekli olması zorunludur.
    Oysa somut olayda uyuşmazlığın niteliğine göre çözüme ulaşılabilmesi için yeterli ve kanaat verici bir inceleme ve araştırma yapılmadığı gibi önele riayetsizlik nedeniyle, toplanmış delillere göre bir hüküm kurulması gereğinden dahi zuhul edilerek, kesin önele uyulmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
    Bu durumda uyuşmazlığın özüne inmeden eksik değerlendirme ile önceki kararda direnilmesi isabetsizdir. O halde usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
 
    SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazların kabulü ile, direnme kararının özel daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA) oybirliği ile karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini