 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1995/72
Karar no : 1995/354
Tarih : 12.04.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "itiraz iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bozdoğan Asliye Hukuk (İş) Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 27.5.1994 gün ve 1993/35 E. - 1994/78 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 13.9.1994 gün ve 13128-11570 sayılı ilamı:
(... 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- İcra takibine konu yapılan ve itiraza uğrayan alacaklar niteliği itibariyle yargılamayı gerektirici ve likit olmadığından icra inkar tazminatına ilişkin isteğin reddine karar vermek gerekirken kabulü isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
3- Kıdem tazminatı dışındaki işçilik hakları için faize temerrüt tarihinden itibaren hükmedilebilir. Somut olayda davalı icra takibi ile temerrüde düşürülmüştür. Davacı icra takibinden önce söz konusu haklarla ilgili olarak davalıyı temerrüde düşürdüğünü kanıtlayamadığı halde aktin feshi ile icra takip tarihi arasındaki dönem için faize hükmedilmiş olması keza doğru değildir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemenin istekle bağlı kalarak itirazın iptaline, takibin devamına ve % 40 oranında icra inkar tazminatının davalı belediyeden alınmasına dair verdiği karar, Özel Dairece;
1- İcra takibine konu yapılan ve itiraza uğrayan alacaklar niteliği itibariyle likit olmadığından inkar tazminatına ilişkin isteğin red edilmesi gerekirken kabul edilmesi,
2- Davacı icra takibinden önce söz konusu haklarla ilgili olarak davalıyı temerrüde düşürdüğünü kanıtlayamadığı halde, faize hükmedilmiş olmasının isabetsizliğine işaretle bozulmuştur.
Oysa davada, işçilik hakları ile ilgili alacak hakkında faiz talep edilmediği gibi mahkemece de bu konuda bir hüküm kurulmamıştır. O itibarla yerel mahkemenin davada faiz hakkında bir talep bulunmadığı ve hüküm de kurulmadığına değinen direnmesi doğrudur.
İcra inkar tazminatıyla ilgili direnmeye gelince; davacının takibe konu yaptığı alacaklar, niteliği itibariyle toplu sözleşme hükümlerinden yararlanarak hemen hesabedilebilir değildir. Yargılamayı ve büyük olasılıkla konuyla ilgili bilirkişi tetkikatı yapılmasını gerektiricek mahiyettedir.
Bu itibarla olayda likit bir alacak miktarından söz etmek mümkün değildir. Hal böyle olunca H.G.K.nca da benimsenen ve olayda davalı belediyenin icra inkar tazminatıyla sorumlu tutulamıyacağını vurgulayan Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesi doğru değildir.
O halde, usul ve yasaya uygun bulunmayan icra inkar tazminatı ile ilgili direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı yalnızca 2. bentte (BOZULMASINA), oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
İtirazın iptali davasının dayanağını teşkil eden icra takibinde yer alan talepler, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai, yakacak, ikramiye ve gıda alacağı kalemlerinden oluşmaktadır.
Davacı işçinin yukarıda sayılan mali hakları davalı işveren ile davacının üyesi olduğu sendika arasında düzenlenmiş bulunan toplu iş sözleşmesi ile düzenlendiğine göre, davalı işverenin davacının iş yerindeki hizmet süresini dikkate alarak davacının ne miktar alacak talep edebileceğini bilmesi veya 13.2.1967 gün ve 4/1344-65 sayılı Yargıtay H.G.K. kararında da açıklandığı veçhile kendisi tarafından tayın ve tahkik edilebilmesi mümkün bulunduğundan likid (Liguide) alacak niteliğinde bulunan bu alacak için borçlunun haksız çıktığı miktar bakımından davacı işçi yararına İİK.nun 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hüküm kurulması gerektiği düşüncesiyle bunun aksine oluşan sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyoruz.
Y. Ulaş H. Deniz
Ü 11. H.D. Üyesi 11. H.D. Üyesi