 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1995/662
Karar no : 1995/1149
Tarih : 20.12.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "kayıt-kabul" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce davanın kısmen kabulüne dair verilen (...) kararın incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 7.10.1994 gün ve 6585-9028 sayılı ilamıyla, (...213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesine göre, anonim şirketlerin yönetici olan davalı müflisin varlığından şirketlere ait vergi alacağının tahsil edilebilmesi iki şartın gerçekleşmesine bağlıdır.
Bunlardan birincisi, şirketlerden vergi alacağının tahsil olanağının kalmaması, diğer bir şart ise, yöneticinin kast ve ihmali ile görevini yerine getirmemesi sonucu vergi alacağının tahsil edilememesidir.
Bu iki şartın somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediğinin taraf delilleri toplanarak saptanması ve hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekir.
Yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan gerekçe ile bozulması gerekirken, değişik bir gerekçe ile yanılgı sonucu bozulduğu görülmekle, dairenin bozma kararının kaldırılarak belirtilen gerekçe ile mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir...) gerekçe bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden : Davacı Hazine Vekili
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan (...) sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Yerel mahkeme ile özel daire arasındaki uyuşmazlık müflis Arkim Plastik A.Ş. ve Arayıcılar Plastik A.Ş.'nin vergi borcunun, VUK'nun 10. maddesi gereğince müflis yöneticinin iflas masasına yazdırılıp yazdırılamayacağı ve anılan hükümdeki koşulların iflasta sıra cetveli düzenlenirken ne şekilde dikkate alınması gerektiği noktalarında toplanmaktadır.
VUK'nun 10. maddesinde, "tüzel kişilerle hükümlülerin ve kısıtlıların vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri, tüzel kişili olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği, bu görvlerin yerine getirilmemesi yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların, kanuni ödevlerini yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı" hükme bağlanmıştır. Davacı Hazine vekili de, bu hükme göre müflis Arayıcılar A.Ş. ve Arkim Plastik A.Ş.'nin vergi borcunun şirketlerin yöneticisi olan müflis Ahmet Arayıcı'dan iflas masasına kaydını talep etmiş, kayıt talebinin iflas idaresince reddi üzerine İİK'nun 235. maddesi uyarınca, temyize konu bu kayıt-kabul davasını açmıştır. İflas idaresi, kayıt talebini reddederken, müflis şirketlerin vergi borcunun yönetici müflis Ahmet Arayıcı'nın iflas masasına kayıt aşamasına gelmediğini gerekçe göstermiştir. Belirtmek gerekir ki iflas idaresinin red gerekçesi ile ilgili "müflis şirketin vergi borcunun yöneticiden tahsil edilip edilemeyeceği" şeklinde ortaya çıkacak uyuşmazlıkta, adli yargı değil, idari yargı görevlidir. Böyle bir durumda, iflas idaresinin nizalı vergi alacağını herhangi bir karar vermeden, sıra cetveline yazması ve müflisin başvurulabileceği kanuni yollara kendisinin başvurması gerekmektedir. Bilimsel görüşler de bu yöndedir. (B. KURU, İflas ve Konkordato Hukuku 1971, s. 313; N. BERKİN, İflas Hukuku, 1972, s. 35; E. YILMAZ, İflas İdaresi 1976, s. 97). Vergi alacağının kayıt talebinin reddi üzerine açılan kayıt-kabul davasında, VUK'nun 10. maddesindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılamayacağından, iflas idaresinin vergi alacağının kayıt talebini reddetmeyerek sıra cetveline geçirmesi ve kayıt koşullarının bulunmadığı kanaatinde ise, iflas idaresinin kanuni yollara başvurma hakkı saklı kalmak üzere (VUK m. 162-377/1) sıra cetveline, müflis şirketin iflas masasından alacağın tamamen veya kısmen tahsil edilememe koşuluyla kaydına karar verilmelidir. Öncelikle müflis şirketlerden tahsil edememe koşulunun aranması halinde müflis yöneticinin iflas masasının daha önce tasfiye edilmesi durumunda vergi alacağının yöneticiden tahsil edilememesi sonucu ortaya çıkar ki bunun da VUK'nun 10. maddesinin getiriliş amacına aykırı düşeceği kuşkusuzdur.
SONUÇ : Hal böyle olunca bu yönler düşünülmeksizin önceki kararda direnilmesi doğru değildir. O halde usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı BOZULMALIDIR. (20.12.1995)