Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1995/582
Karar no : 1995/896
Tarih : 25.10.1995

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
    DAVA : Taraflar arasındaki "rücuan tazminat" davasından dolayı yapılan
yargılama sonunda; (Ankara 8. İş Mahkemesi)nce davanın kabulüne dair
verilen 1.3.1995 gün ve 1994/3063 E.-1995/55 K.sayılı kararın incelenmesi
taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi'nin 20.3.1995 gün ve 1995/2641 E.-2794 K.sayılı ilamı ile; (...İlk rücu davasındaki onama kararında, davanın %27.93 malüliyet derecesine göre belirlenmesi gerektiğine değinildiği halde bu yolda tavan hesabı yaptırılması isabetsizdir. Öbür yandan 506 sayılı Yasanın ek 24. maddesi gereğince davalı kamu kuruluşu sosyal yardım zammını Kurum'a ödediğinden tavana sosyal yardım zammının dahil edilmesi keza usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Bundan başka Kurum, gelir bağlama tablosunu % 31.98 malüliyet derecesine
göre hesap etmiştir. Bu davada mademki sigortalının % 27.93 malüliyet derece
sine göre tavan belirlenmesi gerektiğine işaret edilmiştir, o halde iç tavan
bakımından dahi % 27.93 malüliyet derecesine göre bağlanan gelirin peşin değeri bulunmalı ve tavanda sınırlı kalınarak bulunacak miktarı geçmemek suretiyle rücu alacağına hükmedilmelidir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
    Temyiz eden: Davalı vekili.
    Hukuk Genel Kurulun'ca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
 
    KARAR : Sigortalı, davalı MKE. Kurumu işyerinde, 12.3.1971 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu % 4.2 ve 2.2.1985 tarihinde aynı işyerinde maruz kaldığı ikinci iş kazası sonucunda da % 29 ve Baltahazar Formulü'ne göre toplam olarak % 31,98 oranında meslekte kazanma gücü kaybına uğramıştır. Bu nedenle kendisine işgöremezlik geliri bağlanmış ve bu gelirin peşin sermaye değerlerini Ankara 8. İş Mahkemesi'nin 1991/119 numaralı dosyası ile davacı Kurum rücuan tahsil etmiştir. Temyize konu rücu davasında kanun kararname, katsayı artışları nedeniyle sürekli işgöremezlik gelirinde gerçekleşen artışları talep edilmiştir. Bu davada 21.2.1986-15.3.1993 tarihleri arasında sigortalıya ödenen sosyal yardım zamlarının dahi istenildiği görülmektedir.
    Bilindiği gibi, 506 sayılı Kanunun 19/1. maddesi uyarınca meslekte kazanma gücü kaybının % 10'dan az olduğu hallerde sigortalıya sürekli işgöremezlik geliri bağlanamaz. Nitekim, 12.3.1971'de meydana gelen ve % 4.2 oranında meslekten kazanma gücü kaybına yol açan işkazası nedeniyle sigortalıya sürekli işgöremezlik geliri bağlanmamıştır. Bu kural, sonucu itibariyle sigortalıda önemli bir arıza yaratmayan işkazalarında, Kurumun işkazaları ve meslek hastalıkları sigortasının sürekli işgöremezlik geliri bağlama biçiminde yardım yapma yükümünün işletilmesini gerektirmediği bu yönde anılan sigorta kolunun kapsamı dışında tutulduğu, işçinin sürekli işgörememe durumunda kalmadığı, nisbeten fazla efor sarfetme durumunda kalıpda işverenlerden tazminat isterse böylesine nisbeten önemsiz olayların sonuçlarını işverenin karşılayabileceği kurumun devreye sokulmasının gerekmediği görüşüyle kabul edilmiştir.
    Diğer yandan, sigortalının ilk kaza veya meslek hastalığından sonra, yeni
den bir işkazası veya meslek hastalığına uğraması halinde 506 sayılı kanunun 21. maddesi uyarınca meydana gelen arızaların bütünü gözönünde tutularak sigortalıya sürekli işgöremezlik geliri bağlanacağı esası benimsenmiştir. Böylece önce meydana gelen ve sürekli işgöremezlik geliri bağlanmasını gerektirmeyecek derecede önemsiz sayılan sigorta olayının sonuçları, sonraki
iş kazası veya meslek hastalığı ile birlikte işçi yararına değerlendirilmek
tedir. Ve bu işlem SS. Sağlık İşlemleri Tüzüğünün 7. maddesinde saptanan Balthazar Formulü uygulanarak gerçekleştirilmiştir. Ve arızaların bütünü üzerinden sigortalıya sürekli işgöremezlik geliri bağlanmaktadır.
    Nitekim, bu olayda da sigortalı, ilk kazadan 15 sene sonra 2.2.1985'de ikinci iş kazasına uğrayınca, SS. Sağlık İşlemleri Tüzüğü uyarınca her iki
kazadaki arızaların bütünü nazara alınarak meslekte kazanma gücünü % 31.98
oranında kaybettiği kabul edilmiş ve kendisine sürekli işgöremezlik geliri
bağlanmıştır.
    İlk rücu davasında, bu gelirlerin peşin sermaye değerleri rücuan tahsil
edilmiş ve karar kesinleşmiştir. Bu davada artışların peşin sermaye değerleri ve bir kısım sosyal yardım zammı istenildiğine göre, öncelikle bu davada
istenilebilecek peşin sermaye değerinin diğer bir deyimle, iç tavanın belirlenmesi gerekir. Gelir artışları % 31.98 toplam meslekte kazanma gücü kaybı oranına göre hesaplanmıştır. Oysa, bu oran toplam arızaya göre belirlenmiştir. Gelir bağlanmasına yol açan ikinci işkazasının yol açtığı arızalar, % 29 oranında meslekte kazanma gücü kaybını gerektirmektedir. % 29 ile % 31.98 arasındaki fark, ilk işkazası sonucu meydana gelen arızaların, 506 sayılı Kanunun m. 21'deki özel hüküm nedeniyle % 4.2 meslekte kazanma gücü kaybının özel formül çevresinde dikkate alınmasından kaynaklanmaktadır.  Burada çözümlenmesi gereken hukuksal sorun, sürekli işgöremezlik geliribağlanmasını gerektirmeyen iş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle meydana gelen arızanın, yasayla ve sosyal düşüncelerle, ikinci iş kazası sonucu doğan meslekte kazanma gücü kayıp oranına katılması halinde, katılan orana isabet eden daimi işgörmezlik gelirinin, aynen son iş kazasının işvereninden rücuan tahsilinin mümkün olup olmadığıdır.
    Hemen diyelimki burada, olaylardan doğan özelliklerin gözönünde tutulması gerekir. Örneğin:
    İlk iş kazası, başka bir işyerinde, son kaza veya hastalıklar başka işyerinde ortaya çıkmışsa, gelir bağlanmasına yol açan kazanın cereyan ettiği yerin işvereninden ilk ve geliri getirmeyen kazadan doğan farka ilişkin peşin sermaye değeri istenemez. İlliyet ve husumet sorunu ortaya çıkar. Ya da, ilk olarak meydana gelen ve geliri gerektirmeyen iş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle işveren aleyhine maddi tazminat davacı açılmış ve tazminat tahsil edilmiş ise, bu durumun gözönünde tutulması gerekir. Ya da, ilk olaydan doğan talepler için zamanaşımı oluşmuş ve bu yön, yönetimce ileri sürülmüşse, farkın keza rücuen tahsil edilmemesi icabeder. Fark, talebe dahil idilmemiş olabilir. Özetle, bu konuda çeşitli olasılıklar düşünülebilir. Farkın istenebileceği hallerde de, farka ilişkin iş kazasındaki kusur oranı ile ikinci iş kazasında gelir bağlanmasını gerektiren iş kazasındaki kusur oranlarının, her bölüm için ayrı ayrı gözönünde bulundurulması zorunlu olur. Zira her iş kazası, ayrı bir ani olay ve olgudur. Ve rücuya imkan veren, 506 sayılı Kanunun 11 ve 26. maddelerinde, her bir iş kazasındaki kusur oranına bağlı bir tavan ve rücu imkanı düşünülmüştür.
    Olayımızda, ilk kaza 12.3.1971 tarihinde, gelir bağlanmasını gerektiren ikinci kaza 2.2.1985'de, onbeş sene sonra meydana gelmiştir. İşbu davada davalı yöntemince zamanaşımı def'inde bulunmuştur. 12.3.1971'de meydana gelen kaza için S.S. Kurumu gelir bağlamadığından ve bir onay söz konusu olmadığından, olay nedeniyle bağlanan bir gelir olmaması nedeniyle, bu açıdan bir zarardan bahsedilemeyeceğinden, ikinci kazanın gelirinin onayı da burada kullanılamayacağından, 12.3.1971 tarihli onay için yapılabilecek talepler, on yıllık akdi zamanaşımına uğramıştır. Bu olaydan doğan meslekten kazanma gücü kaybı fark oranı için, artık rücu tazminatı istenemeyeceği gibi, bu kısma ilişkin sürekli işgöremezlik gelirinin peşin sermaye değeri iç tavana da dahil edilemez.
    O halde, peşin sermaye değeri sadece ikinci kazanın gerektirdiği % 29 oranındaki meslekte kazanma gücü kaybı oranına göre hesaplanmalıdır.
    Öte yandan, sigortalıya 15.3.1993 tarihinden yaşlılık aylığı bağlanması nedeniyle iş kazası geliri 506 sayılı Kanun m. 92 uyarınca 1/2 indirildiğinden, o tarihten sonraki dönem için sürekli işgöremezlik geliri peşin sermaye değerinin bu oranda indirimli nazara alınması zorunludur.
    Keza, 15.3.1993 tarihinden sonra sosyal yardım zammı yaşlılık sigortası kolundan ödenmekte olup, iş kazası nedeniyle bağlanan sürekli işgöremezlik gelirinin peşin sermaye değerine katılmaması gerekir. Aksi bir işlemle katılarak iç tavanın şişirilmesi, fazla rücu tazminatı tahsiline yol açacağından kabul edilemez. Kaldı ki, ek m. 24/1 uyarınca işveren Kurum bunları S.S. Kurumu'na ayrıca ödeyeceğinden bu hükmün nazara alınmaması suretiyle hesaplanan iç tavanın ayrıca mükerrer tahsile ve haksız iktisaba yol açacağı ortadadır.
    Gerçi, davacı, 15.3.1993'den sonraki sosyal yardım zamlarını istememiştir. Fakat bunların istenmemesi veya esasen istenemeyecek olması, başka konu, bunların iç tavana katılması başka konudur. O tarihten sonraki sosyal yardım zammı istenmemekle beraber, bunların iç tavana katılması, diğer istenebilecek kalemler için tavanın şişirilmesi sonucunu doğuracağından kabul edilemez.
    Ne var ki, Özel Daire bozmasından % 27.93 oranının % 29 olarak ifade edilmesi gerekir.
    Bu itibarla usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
 
    SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 25.10.1995 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Alacak tahsil] Vekalet sözleşmesinde zamanaşımı süresi başlangıcı 
  • 23.04.2024 00:24
  • [Mirasçılık] Abilerim babamı sokağa atıyor. Dedem tapuyu abilerimin üzerine yapmış. 
  • 22.04.2024 06:30
  • [Boşanma davaları] Vasi ataması hk. 
  • 18.04.2024 09:43
  • Beraat sonrası yurtdışı çıkış yasağı kaldırma sorunu 
  • 16.04.2024 15:18
  • [İcra takipleri] Icrada borçlunun yaptiği işlem zamanaşimini keser mi? 
  • 16.04.2024 14:18


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini