Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1995/554
Karar no : 1995/770
Tarih : 20.09.1995

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
    DAVA : Taraflar arasındaki "kadastro tesbitine itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Alanya Kadastro Mahkemesince davanın reddine dair verilen 19.3.1993 gün ve 1986/91-19936132 sayılı kararın incelenmesi davacılar tarafından istenilmesi üzerine;
    Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin 23.6.1994 günve 1994/4457 E.5796 K.sayılı ilamı:
    (.... Kadastro sırasında 25 adet taşınmaz ırsen intikal, vergi kaydı, satın alma, taksim hibe, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar adlarına tesbit edilmiştir. İtirazı tapulama komisyonunda reddedilen davacılar taşınmazların kök miras bırakanları Şıh Hüseyin'den geldiğini ileri sürüp miras haklarına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece, davanın reddine ve dava konusu parselin davalılar adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
    Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. 1944, 1597, 1598 ve 1619 parsel nolu taşınmazlar hariç dava ve temyize konu diğer parsellerin tarafların ortak miras bırakanı Şıh Hüseyin'den geldiği uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık Şıh Hüseyin terekesinin mirasçıları arasında geçerli bir biçimde taksim edilip edilmediğinin mirasçıları arasında geçerli bir biçimde taksim edilip edilmediği, edilmişise, taşınmazların taksim sonucu kime isabet ettiği noktasında toplanmaktadır. Davacılar taksimin söz konusu olmadığını, ileri sürerek miras paylarının adlarına tescilini istemişler, davalılar ise taksim savunmasında bulunmuşlardır. Medeni Yasa'nın 539. maddesine göre kural, miras bırakanın ölümüyle terekesinin bir bütün olarak doğrudan mirasçılara geçmesidir. Davalı taraf taksime dayandığına göre aynı Yasa'nın 6. maddesi uyarınca taksim tarihi, biçimini, taksim sonucu her bir mirasçıya hangi taşınmazların verildiğini, taksime tüm mirasçılarının yada temsilcilerinin katıldığını kanıtlamakla yükümlüdür. Bilgilerine başvurulan yerel ve bir kısım tanıklar Şıh Hüseyin'in ölümüyle oğulları Ahmet ve Vahap arasında taksimin yapıldığını kızları Ümmü ve Mümine'nin taksime katılmadıklarını, Mümine'ye de bir kaç parça yer verildiğini ancak taşınmazların davalıların zilyetliğinde olduğunu, bir kısım tanıklar ise taksim konusunda bilgi sahibi olmadıklarını zilyetliğin ise davalılarda olduğunu söylemişlerdir. Taşınmazların vergide davalılar adına kayıtlı olması ve zilyed bulunmalır taksimin kabulüne yeterli değildir. Kaldı ki bilirkişi ve tanıkların doğum tarihleri itibariyle taksim konusunda ayrıntılı ve sıhhatli bilgi sahibi olmaları da mümkün değildir.
    Eksik inceleme ile hüküm verilemez. O halde, davada kanıtlama yükümlülüğünün davalı tarafa düştüğü gözönünde bulundurularak taksim konusu ile ilgili olarak davalıdan taşınmazları iyi bilen yaşlı tanık göstermesi istenmeli, önceden dinlenen bilirkişi ve tanıklarla tesbit bilirkişileri ve gösterilebilecek tanıklar hazır edilmek suretiyle yerinde yeniden keşif yapılarak Şıh Hüseyin'in ölümünden sonra terekesinin mirasçıları arasında taksim edilip edilmediği, edilmişse tarihi, tüm mirasçıların ya da temsilcilerinin katılıp katılmadıkları her mirasçıya hangi yerlerin verildiği, taşınmaz verilmeyen mirasçının ne şekilde razı edildiği, davalıların uzun süreli zilyetliklerine davacıların sessiz kalmalarının nedenleri somut olaylara dayalı olarak bilirkişi ve tanıklardan ayrı ayrı sorulmalı, bilirkişi ve tanık sözleri arasında aykırılık doğduğunda göderilmeli, her mirasçıya verilen yerlerin mevki ve parsel numaraları bildirildiği takdirde tutanakları getirtilerek bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu denetlenmeli, geçerlibir taksimin olmaması halinde mirasçılar arasında zamanaşımı hükümlerinin işlemiyeceği ve davalıların zilyetliklerinin davacıların miras paylarını ortadan kaldırmayacağı düşünülmeli ve böylece toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
    Hukuk Genel Kurul'nun incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonragereği görüşüldü:
 
    KARAR : Dava, kadastro tesbitine itirazdır.
    Özel Daire ile YerelMahkeme arasındaki uyuşmazlık, müşterek miras bırakan Şıh Hüseyin'den kaldığı ve uzun yıllardan davalı tarafın zilyetliğinde bulunduğu tartışmasız olandava konusu taşınmazları, mirasçılar arasında taksim edilip, edilmediği noktasında toplanmaktadır.
    Hemen belirtmek gerekir ki, Kanun aksini emretmedikçe herkes iddiasını ispatla yükümlüdür (M.K.md.6). Yine, bilinmeyen tarihten beri çekişmesiz olarak taşınmaz malın bir mirasçı tarafından kullanılagelmiş olması mirasçılar arasında rızai taksimin varlığının karinesini teşkil eder. Bu karinenin aksini iddia  edenin ise, iddiasını ispat etmesi gerektiği kuşkusuzdur.
    Somut olayda asıl malik müşterek miras bırakan 80 yılı aşkın süre önce öldüğü anlaşılan Şıh Hüseyin'in, terekesinin mirasçıları arasında geçerli bir taksime uğramadığı iddiası davacılar tarafından kanıtlanabilmiş değildir. Bu durumda yerel Mahkemece davanın reddine ve taşınmazların davalılar adlarına tesbit gibi tapuya tesciline karar verilmesi doğrudur.
    O halde, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararı onanmalıdır.
 
    SONUÇ : Davacılar vekili ve davacı Ahmet Şahin'in temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle (ONANMASINA) oyçokluğu ile karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini