|
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1995/542
Karar no : 1995/746
Tarih : 20.09.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "boşanma ve tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Trabzon Asliye 1. Hukuk Mahkemesi'nce tazminatın reddine dair verilen 24.10.1994 gün ve 1993/464-1994/609 sayılı kararın incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi üzerine;
Yargıyat 2. Hukuk Dairesi'nin 28.12.1994 gün ve 12609-13162 sayılı ilamı:
(.... Boşanma davası açılmakla eşlerin ayrı yaşama ve nafaka isteme hakkı doğar (MK m.162/2, 137), kaldı ki istek olmasa bile davanın devamı süresince gerekli tedbirlerin davaya bakan hakim tarafından kendiliğinden (re'sen) alınması zorunludur MK 137). O halde dava tarihinden geçerli olmak üzere, davacı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
Bakire olduğu raporla belirlenen davacının kız olmadığını etrafa yayan davalının davranışlarının kadının şahsiyet haklarını ağır şekilde rencide ettiği ve Medeni Kanun'un 143/2. maddesi koşullarının oluştuğu gözönünde tutulmadan manevi tazminat isteğinin reddi doğru değildir.
Medeni Kanun'un 152. maddesine göre evlilik birliği devam ettiği süre infak ve iaşe kocaya aittir. Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu olmadığı gibi boşanma yüzünden kocanın desteğini kaybettiğine göre Medeni Kanun'un 143/1 ve Medeni Kanun'un 4. maddesi gereğince uygun bir miktar maddi tazminatın hüküm altına alınması gerekirken isteğin reddi de bozmayı gerektirir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, MK 134/1. maddesinden kaynaklanan boşanma ve maddi, manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Hukuk Genel Kurulu önüne direnme yoluyla gelen uyuşmazlık, maddi ve manevi tazminat istemlerine yöneliktir.
Olayda MK'nun 344 sayılı Yasa ile değişik 143. maddesinde öngörülen koşulların davacı lehine gerçekleştiği açıklıkla anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı eş hakkında tazminata hükmedilmesi gerektiğine işaret eden ve Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi doğru değildir. O halde usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA) oybirliğiyle karar verildi.