Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1995/5
Karar no : 1997/36
T. 24.9.1997

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • MANEVİ TAZMİNAT DAVASI ( Hakimin Yargısal Faaliyetleri Sırasında Verdiği Zarar Nedeniyle )
  • HAKİMİN YARGISAL FAALİYETİNDE VERDİĞİ ZARAR ( Hakim Aleyhine Manevi Tazminat Davası Açılabilmesi )
  • HAKİM LEHİNE TAZMİNAT ( İlam Harcına Tabi Olması )
  • İLAM HARCI ( HakimLehine Tazminatın İlam Harcına Tabi Olması )
 
818/m.41
1086/m.573
6831/m.11/3
4473/m.7
1581/m.19/B
 
DAVA : Taraflar arasında manevi tazminat davasının yapılan incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nce:
Davacı, dava dilekçesinde özetle; Şişli Asliye Ceza Mahkemesi'nde 3628 sayılı yasaya muhalefet iddiası ile kamu davası açıldığını, 18.10.1994 tarihinde takipsizlik kararı verildiğini, Şişli Cumhuriyet Savcısı Teoman Alver tarafından 7.11.1994 günlü iddianame ile aynı suçla ilgili olarak 3628 sayılı kanunun 9.-20. maddeleri uyarınca dava açıldığını Şişli Asliye 4. Ceza Mahkemesi'nin yetkisizlik kararı vermesi üzerine davalı Hakim Yurdal Berkman'ın görevli olduğu İstanbul Asliye 3. Ceza Mahkemesi'nde davaya bakıldığını, duruşmada davalı hakime, aynı olay nedeniyle hakkında daha önce kovuşturmaya yer olmadığı biçiminde karar vermiş bulunulduğunu bildirdiğini, hakimin davayı hemen sonuçlandırması gerekirken, taraflı davranarak duruşmayı yürüttüğünü, yargılamanın uzun zaman sürdürülmesiyle ızdırap çektiğini bildirerek, davalı Hakim Yurdal Berkman'ın tazminatla sorumlu tutulmasını istemiştir.
Davalı, cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü taraflı olduğu yolundaki iddiaların asılsız olduğunu, olayda tazminatla yükümlü tutulma koşullarının bulunmadığını ve bu nedenle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Yapılan yargılama sonunda karara geçilmiştir. Karar aşamasında görüşmelerin başlangıcında, kurul üyelerinden E. T., karşı oy yazısında açıkladığı gerekçelerle davanın Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülmesi gerektiği önerisi, kurul çoğunluğunca davanın HUMK'nin 573. maddesine dayandırılması karşısında kabul görmemiştir.
Dairemiz kurulunun 14.11.1957 gün 6471/6802 sayılı ve 29.1.1957 gün 1386/963 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere, hakimlerin idari faaliyetlerinden doğan zarar için-hizmet kusuruna dayanarak Adalet Bakanlığı'na karşı İdare Mahkemesi'nde tam yargı davası açılabilir. İdari faaliyetten doğan zararın kişisel kusura dayanması durumunda ise hakime karşı haksız eylem hükümlerine ( BK.41 vd. ) göre adliye ( hukuk ) mahkemelerinde tazminat davası açılabilir.
Karşılığında hakimlerin hakimlik görevini yaparken "yargısal faaliyetleri" nedeni ile vermiş oldukları zarar için, HUMK'nin 573. maddesinde sayılan hallerde 573-576 hükümlerine göre hakime karşı tazminat davası açılabilir. Bunların dışındaki hallerde 573-57 hükümlerine göre hakime karşı tazminat davası açılamaz; fakat hakimin, hakimlik görevini yaparken işlemiş olduğu haksız eylemlerden dolayı ( örneğin, hakimin duruşmada taraflardan birine veya vekiline hakaret etmiş olmasından dolayı ) haksız eylem hükümlerine ( BK. 41 vd. ) göre hakime karşı tazminat davası açılması olanağı vardır.
Eldeki dava, HUMK'nin 573. maddesinin l., 2. ve 4. bentlerine dayandırılmıştır. Böyle bir dava için ( 573/1 ) hakimin kasıtla hareket etmiş olması ve verdiği kararın kanuna ve adalete aykırı bulunmasıdır. 573/2'ye göre ise açık ve kesin olan bir kanun hükmüne aykırı bir karar sorumluluğu doğurur. 573/4 gereğince, yargılama tutanağında olmayan bir nedene dayanılması, ya da tağyir ve tahrif, sorumluluğu gerektirir.
Anılan sınırlar içerisinde olaya bakıldığında, davalı hakimin görevi savsaması, tutanakları tağyir ve tahrifı, tutanağa geçmemiş bir nedene dayanması kasıtla hareketle yasaya ve adalete aykırı kararı ya da açık ve kesin bir yasa buyruğuna aykırılığı yoktur.
Davacının iddiası hakimin görev yapmaktan kaçındığını ya da hakkında karar ve hüküm kurduğunu değil, yararına hüküm kurmadığına ilişkindir. Böyle bir sav, anılan sınırlamanın dışındadır.
Öyleyse davanın reddi gerekir ( kurul üyelerinden B.K. bu görüşe karşı çıkmıştır ).
Davanın reddi durumunda; HUMK'nin 576. maddesi uyarırıca davalı yararına tazminat takdirine geçilmiştir. Dava açılmasıyla işin mahiyeti gereği, karşı tarafın tazminat isteğinin bulunduğu varsayılır. Üstelik davada davalı, tazminat isteminde bulunmuştur. O nedenle de karşılık dava hükümlerinin uygulaması gerekir.
Bu aşamadaki görüşmelerde üye O. C. Y. ve üye Y. A., tazminat işinin peşin harcı alınmamış bulunduğundan ve gösterdikleri gerekçelerle ilam harcı alınmaması gerektiği kanısında olduğunu belirtmişlerdir. Tazminatın yasaca öngörülmesi ve peşin harca gereksinim göstermemesi ilam harcından bağışıklığı gerektirmez ( Dairemizin 24.12.1996 günlü 1996/2464-1996/12613 karar ve 24.12.1996 günlü 1996/5036-1996/12614 karar sayılı vb. kararları da bu doğrultudadır. ) Nispi karar ve ilam harcının ( konusu belli bir değerle ilgili işlerde hüküm verilmesiyle alınması zorunludur. ham harcından bağışıklıklar Harçlar Kanunu'nun 13. ve 14. maddeleriyle 1581 sayılı yasanın 19/B, 17 sayılı yasanın 18, 6831 sayılı yasanın 11/3, 4473 sayılı yasa ile 2 sayılı yasanın 7. maddelerinde olduğu gibi tek tek belirtilmiştir. Gerçekten, belli düzeydeki nafaka kararlarının harçtan bağışık olduğu Harçlar Kanunu'nun 13. maddesinde yer alır ve yasal dayanak vardır. Konumuz olan tazminat için böyle bir bağışıklık öngörülmediğinden çoğunlukça tazminat, ilam harcına matrah alınmıştır.
Açıklanan nedenlere dayanılarak; 1- Davanın reddine,
2- Davalı yararına takdir edilen yirmibeşmilyonlira tazminatın davacıdan alınıp davalıya verilmesine;
3- HUMK'nin 576. maddesi uyarınca davacının takdiren birmilyonlira para cezası ile cezalandırılmasına;
4- Davacıdan aleyhine verilen tazminat için dokuzyüzbinlira ilam harcının alınmasına; dair oyçokluğu ile verilen 4.2.1997 gün 1996/4766-1997/478 sayılı kararın temyizen incelenmesinin davacı vekili ve davacı C. E. tarafından istenilmesi üzerine, karann süresinde temyiz edildiğinin anlaşılması ve dosyadaki kağıtların okunmasından sonra gereği görüşüldü:
Dosyadaki tutanak ve kanıtlara, Daire karannda açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun bulunan ve Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen 4. Hukuk Dairesi'nin bidayet mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.
SONUÇ : Davacı C. E.nin temyiz itirazlarının reddiyle daire kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, temyiz ilam harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına 24.9.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini