 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1995/464
Karar no : 1995/676
Tarih : 28.06.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tapu iptali tescil-ilamın iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kartal Asliye 2. Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 21.4.1993 gün ve 1992/435 E-1993/209 K. sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili trafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 17.5.1994 gün ve 1993/12163 E - 1994/66783 K. sayılı ilamı; (Davacılar, murisleri tarafından Hazine ve Belediye Başkanlığı aleyhine açılan tapu iptali davası sonucu verilip kesinleşen 1960/340 Esas sayılı 15.1.1968 tarihli ilam uyarınca mülkiyet hakkı kazanmalarına karşın ayni taşınmazla ilgili olarak davalı şirketin belediye aleyhine sonradan açtığı 1986/1257 Esasta kayıtlı hükmen tescil davası ile lehine karar aldığını, böylece iki ayrı mahkeme ilamının ortaya çıktığını, ileri sürerek tapunun iptali ile tescil ayrıca davalı şirket yararına olan 1986/1257 esas sayılı ilamın iptalini istemişlerdir.
Hemen belirtmek gerekir ki HUMK'nun da mahkeme kararının iptali yolunda bir hukuki kurum (dava türü) bulunmadığından bu talebin incelenmeye değer yönü yoktur. Bu nedenle uyuşmazlığın tapu iptali ve tescil isteğine hasren ele alınması zorunludur. Yerel mahkeme, davalı şirketin MK'nun 931. maddesini koruyuculuğu altında bulunduğundan bahisle davanın reddine karar vermiştir. Oysa, davalı şirketin belediye encümen kararı uyarınca 2490 sayılı Yasa'ya göre yapılan ihale suretiyle satışa dayanarak açtığı 1986/61257 Esas sayılı davanın yargılaması aşamasında taşınmazın tapu kaydı üzerinde 25.10.1961 ve 3.5.1968 tarihli ihtiyati tedbir şerhlerinin varlığı tapu sicil müdürlüğünün 30.3.1987 günlü (31.3.1987 havale tarihli) yazısı ile bildirilmiş durumdadır. Anılan şerhler ise davacıların murislerinin önceden açtıkları 1960/340 Esas sayılı dava nedeni ile konmuştur. Yetkili organı, temsilcisi yada vekili aracılığı ile ihtiyati tedbir şerhinin dayanağını öğrenebilecek durumda olan davalı şirketin iyi niyetli sayılması olanaksızdır. Bilindiği üzere kendinden beklenen dikkat ve özeni göstermeyen, bilmesi gereken konumdadır. Öte yandan 1986/1257 Esas sayılı ilamın, tarafı olmayan davacılar ya da murislerini bağlayacağından da sözedilemez. O halde, 6 parselden müfrez 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21 sayılı dava konusu parseller yönünden iddia ve savunma çerçevesinde taraf delillerinin toplanması, davacıların dayandıkları 15.1.1968 tarihli ilam kapsamının duraksanmayacak biçimde belirlenmesi, mahkeme ilamı ile taşınmaz iktisap edenin tescilinden evvel dahi ona malik olacağına dair MK'nun 633. maddesi hükmünün gözönünde tutulması, ondan sonra varılacak sonuca göre tapu iptal ve tescil isteği hakkında bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA), oybirliği ile karar verildi.