 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1995/462
Karar no : 1995/623
Tarih : 14.06.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 16.11.1993 gün ve 1992/246 E.-1993/251 K. sayılı kararın incelenmesi davalı banka vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 7.7.1994 gün ve 1994/1249-5930 sayılı ilamı; (... Davacı vekili, müvekkillerinin davalı bankada Karşıyaka şubesinde açtığı 15 adet vadeli hesapta bulunan paranın, bu hesap cüzdanlarını bizzat doldurup veren banka müdire Filiz Babalar'ın bankayı dolandırıp yurt dışına kaçtığı konusunda basında çıkan haberler üzerine ödenmesi istendiğinde, davalı bankanın kayıtlarının bulunmadığı gerekçesiyle ödemeden kaçındığını, oysa istihdam eden sıfatıyla sorumluluğu bulunduğunu ileri sürerek işlenmiş faizleriyle birlikte toplam 442.041.483 TL'nin, dava dilekçesinde belirtilen tarihlerden itibaren, 23390 hesap numarası ile yatırılan 14.000.000 ve 20920 hesap numarası ile yatırılan 23.500.000 TL için % 80, diğer hesaplardakiler için % 78 faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili bankanın Karşıyaka şubesi müdür yardımcısı Hidayet Filiz Babalar hakkında mevzuat dışı işlemleri nedeniyle suç duyurusunda bulunduğunu, olayın asli failleri hakkında depo davası açıldığını, usul yönünden davaların birleştirilmesi veya sonucun beklenmesi gerektiğini, dava dilekçesine belirtilen 22830, 21873, 20920, 23330, 22035 ve 20061 numaralı hesapların hiç açılmadığını ve banka kayıtlarında gözükmediğini, 19253, 20558, 20431, 10789 ve 19635 numaralı hesapların paraları çekilerek kapatıldığını, 19729 numaralı hesabın açıldığı gün iptal edildiğini, 20251 numaralı hesapta 667.500 TL, 19093 numaralı hesapta 639.118 TL ve 19464 numaralı hesapta 12.477.270 TL bakiye olduğunu, hesaplardaki ödemelerin davacılara yapıldığını, banka cüzdanlarının usule uygun olmadığını, banka kayıtlarının asıl olduğunu, hesapların vadesi bozulduğundan % 10 vadesiz faiz oranı uygulanacağını, bilgisayar kayıtlarında gözükmeyen hesaplarla ilgili cüzdana dayalı istemlerin ancak H. Filiz Babalar ile özel bir ilişki konusu olabileceğini ve faizin banka tarafından uygulanan oranlarda istenebileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; toplanan deliller ve yaptırılan bilirkişi incelemeleri sonucuna göre, banka personelinin üçüncü şahıslara bankacılık işlemleri sırasında verdikleri zararlardan BK'nun 55 ve 100. maddeleri gereğince bankaların sorumlu oldukları, davalı banka müdür muavininin bir çok yolsuz işlemle görevini suistimal ettiği hususunda ihtilaf bulunmadığı, bu şahsın ağır ceza mahkemesinde yargılandığı ve halen firarda olduğu, bankanın mudi hesaplarında sahte ödemeler olup olmadığı yönünden yaptırdığı tesbitlerde bir çok ödemenin sahte olduğunun belirlendiği, bankaların mudileri ilan ettiği faiz oranları üzerinden vaadte bulunmaları halinde paranın bankaya yatırılması sağlandıktan sonra, ilan edilen faizlerden fazlasının istenemeyeceğini ileri sürmelerinin iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağı, bankaların hafif ihmallerinden dahi sorumlu olduğu, hesap cüzdanlarında yazılı faiz oranları doğrultusunda yapılan hesaplamaya itibar edilmesi gerektiği, kasa ödeme fişlerinde gözüken ödemelerin gerçek dışı olduğu, ortada bankanın rızası ile bozulmuş ve davacılara ödemesi yapılmış bir hesap olmadığından % 10 faiz uygulanmasının söz konusu olamayacağı, dava tarihinden itibaren ve ana paralara cüzdanlardaki oranlar üzerinden faiz verilmesinin uygun düştüğü gerekçesiyle davanın kabulüne 470.177.548 TL'nın davalıdan tahsiline, hesaplardaki ana paralara dava tarihinden itibaren hesap cüzdanlarında yazılı oranlar üzerinden 21.873 numaralı hesaptaki ana paraya ise % 71 oranında fazi yürütülmesine karar verilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davacı İlhan Seyrek tarafından imzalandığı belirlenen kasa ödeme fişlerine ait ödemelerin bankaca bu davacıya yapıldığının kabulü ile hesaplamalarda bu husus gözönünde tutulacak şekilde bilirkişiden yeni bir rapor alınarak sonucu dairesinde bir karar verilmesi gerekirken davalı banka çalışanı Filiz Babalar'ın banka cüzdanında yaptığı işlemler ve davacı imzasının önceden attırılma ihtimalinin davacının imzası bulunan belgeyi değerden düşüreceğinin kabulü doğru olmamıştır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen özel daire bozma kararına uyalmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı banka vekilinin temyiz itirazlarını kabulü ile, direnme kararının özel daire kararında gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA) oybirliği ile karar verildi.