 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1995/314
Karar no : 1995/439
Tarih : 03.05.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "şirketin feshi-şirket adına olan tapunun iptaliyle muris terekesine iadesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Kayseri 1. Asliye Hukuk Mahkemesi)'nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 19.10.1993 gün ve 1992/650 E., 1993/618 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 30.6.1994 gün ve 1993/7491 E., 1994/5645 K. sayılı ilamıyla; (...Davacılar vekili, davalılardan şirketin tedrici kuruluş esasları dahilinde (10.000.000) TL. sermayesi olarak kurulup 20.4.1992 tarihinde tescil ve ilan edildiğini, kurucularının ise davalı yerinde gösterilen özel şahıslar ile 14.8.1992 tarihinde ölen Mehmet'in olduğunu, davalı şirketin 29.4.1992 tarihinde toplanan olağanüstü genel kurulunun şirketin esas sermayesini ölen Mehmet'in üç parça taşınmazının değerini ayni sermaye koymak suretiyle (1.500.000.000) TL.'ye çıkardığını, sermaye tezyidinden amacın, müvekkilinin iki çocuğu ile dahili davalı N. Esra'yı murisin malvarlığından mahrum etmek olduğunu, aslında davalılardan Necati, Çetin ve Zeki'nin de murisi olan melekesinin bulunmadığını, nitekim bu hususu davalılara şirketin ilk kuruluşundan önce de ihtar ettiklerini, murisin durumunu bilmelerine ve ihtarlarına aldırmayan davalıların kötüniyetli olduklarını, murisin genel kurul imzalarının sahte olduğunu, yapılan tüm işlemlerin muvazaalı ve yok hükmüne (batıl) olduğunu ileri sürerek, davalı şirketin kuruluş ve sermaye tezyidine ilişkin muamelelerinin iptaliyle şirketin feshini, şirket adına olan tapunun iptaliyle muris terekesine iadesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri; şirketin dava dilekçesinde hasım gösterilmeden, sonradan dava dilekçesinin şirkete tebliği suretiyle hasım olamıyacağını, şirketin feshi davasının ortaklar hasım gösterilerek götürülemeyeceğini, sükutu hak süresinin TTK.nun 299. maddesi uyarınca bir ay olup, bu sürenin geçtiğini, murisin şirketin % 90 pay sahibi olması nedeniyle davacıların zarara uğramalarının söz konusu olmadığını, mal kaçırma, kötüniyet iddialarının yerinde olmadığını, murisin mal varlığının A.Ş.'ye dönüşmesiyle davacıların haklarını şirket hukuku içinde elde edilebileceklerini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme'ce; iddia, savunma, mübrez belgeler, ilgisi vasi tayini ve şirket sicil dosyası ile bilirkişilerin raporuna nazaran muris Mehmet'in, şirket kuruluş ve sermaye tezyidi sırasında mümeyiz olmadığının sağlık kurulu ve doktor raporlarıyla sabit olduğu halde davalıların MK.nun 15. maddesi hilafına, yapılmış gibi gösterdikleri işlemlerin hüküm ifade etmeyeceği, keza genel kurulda asaleten hazirun cetvelini imzalayan muris imzasının, onun elinden çıkmadığının bilirkişi raporuyla belirlendiği, bu durumda talep yerinde ise davanın TTK.nun 299. maddesinde öngörülen bir aylık sükutu hak süresi içinde açılmadığından; 1- şirketin feshine ilişkin istemin reddine, fakat sermayenin muris taşınmazlarının konulması suretiyle artırımına dair işlemler TTK.nun 392/2. maddesine uygun yapılmamış olmakla, 2- batıl olduğu, hukuki hüküm ifade etmeyeceği gerekçesiyle murisin ayın olarak koyduğu üç parça taşınmazlarla ilgili işlemin iptaliyle, şirket adına çıkan tapunun iptaline muris (veraset ilamındaki mirasçılar adlarına) tapuya tescillerine, şahıslar adına açılan davanın reddine hükmedilmiştir.
1- Dava, davalılardan ....... İnşaat Ticaret A.Ş.'nin kuruluşuna dair 20.4.1992 tarihli ve 29.4.1992 tarihli sermayenin tezyidine dair genel kurul (kararlarının iptaline) şirketin feshi ve şirkete aynı sermaye olarak konulan üç parça taşınmazın şirket adına olan tapusunun iptaliyle muris Mehmet terekesine iadesine ilişkindir.
Mahkeme'ce, şirketin feshine ilişkin istem TTK.nun 299. maddesinin öngördüğü bir aylık sürede açılmadığı gerekçesiyle (red) edilmişken, sermayenin tezyidine ilişkin 29.4.1992 tarihli genel kurul kararının iptalini doğurur şekilde aynı (sermayenin terekeye iadesine) hükmedilmiştir. Sermayenin tezyidine ilişkin 29.4.1992 tarihli genel kurul kararı Ticaret Siciline tescil ettirilmiş ve Sicil Gazetesi'nde de ilan edilmiştir. TTK.nun 392. maddesi uyarınca sermaye tezyidine dair kararlarda usulsüzlükler bulunsa dahi, TTK.nun 299/2-son maddesi uyarınca tescil ve ilandan itibaren bir aylık süre içersinde davanın açılması gerekir. Sermaye tezyidine dair ilan 12.5.1992 tarihli Sicil Gazetesi'nde yapıldığı halde dava, 18.9.1992 tarihinde açılmıştır. Bu duruma göre, bir aylık dava açma süresi geçtikten sonra açılan bu dava süresinde değildir. Esasen, 3.5.1993 tarihli genel kurulda davacılar muris payına istinaden şirkette pay sahibi de olmuşlardır. Bu halde davanın tümden reddi gerekirken kısmen kabul edilmesi bozmayı gerektirmiştir.
2- Öte yandan, kabul şekline göre de mirasçılardan davalı Necati adına isabet eden payın tapusunun bu davalı adına tescil edilmemesi de isabetli olmamıştır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava; davalı şirketin kuruluş ve sermaye artırımına ilişkin muamelelerin iptaliyle, şirketin feshi, şirket adına olan tapunun, sahtecilik nedeniyle iptal ve murisin terekesine iadesi istemlerine ilişkindir.
Yerel mahkemenin davanın kısmen kabulüne dair verdiği karar, Özel Dairece; TTK.nun 299. maddesinde öngörülen bir aylık hak düşürücü süre içerisinde davanın açılmamış olduğuna işaretle bozulmuştur.
Gerçekten TTK.nun 392. maddesi uyarınca, sermaye artırımına dair alınan kararlar hakkında usulsüzlük bulunduğundan bahisle açılacak davalar, aynı Yasanın 299/2. maddesi uyarınca tescil ve ilandan itibaren bir aylık süreye bağlanmıştır. Ancak, bu kararlara karşı tescil ve ilandan itabaren bir aylık dava açma zorunluluğu yalnızca, itirazın sahtelik iddiasına dayanmış olması halinde uygulanamaz.
Somut olayda da davacılar açıkca, miras bırakanlarının şirketin sermaye artırımına ilişkin toplantısına katılmadığını, bir kısım taşınmazlarının şirkete devrine ilişkin yazı altındaki imzanın da murise ait olmadığını ileri sürerek, sahtecilik iddiasında bulunmuşlardır.
Bu itibarla, yerel mahkemenin itirazı süresinde kabul ederek, işin esesıyla ilgili karar verilmesi gereğine değinen direnmesi yerindedir. Ne var ki, mahkeme kararına yönelik temyiz itirazları incelenmemiştir. Hal böyle olunca, dosya hükme yönelik temyiz itirazlarının tetkiki için dairesine gönderilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme yerinde ise de hükme yönelik temyiz itirazlarının tetkiki için dosyanın 11. Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine, 03.05.1995 gününde oybirliği ile karar verildi.