 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1995/311
Karar no : 1995/515
Tarih : 17.05.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "elatmanın önlenmesi ve kal" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Dalaman Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 2.2.1993 günve 1992/26- E 1993/K. sayılı kararın incelenmesi taraflarca istenilmesi üzerine;
Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 22.12.1993 gün ve 193/13314-15688 sayılı ilamı: (... Davacının kayden maliki bulunduğu çaplıtaşınmaza davalı tarafından, bina yapılmak suretiyle elatıldığı saptanmış durumdadır. Nevarki, binanın yıkımından aşırı zarar doğacağı uzman bilirkişi raporuyla belirlenmiştir. Davada, yıkım da istenildiğine göre, ileride gidreilmesi olanaksız bir mağduriyete yer verilmemesi yönünden davalıya temliken tescil davası açabilme olanağının (önel verilerek) sağlanması; o davanınişbu dava yönünden bekletici sorun yapılması ve temlik davasının kesinleşecek soncuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değildir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edilmediği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
Taraflar komşu taşınmazın malikleridir. Davalının maliki bulunduğu 63 parselde başladığı inşaatını, davalıya ait 62 parsele 112 m2 taşırmak suretiyle inşa ettiği uzman bilirkişi aracılığıyla yapılan uyglama ile saptanmış durumdadır. Davalı taraf, taşınmazlarının bulunduğu ada içerisinde, genelde bir kayma olduğunu, kendisinin inşaatını iyi niyetle ve kendi taşınmazına yaptığı kanaati ile inşa ettiğini savunmuştur.
Bilindiği üzere; arsa sahibi tarafından taşkın yapı sahibi, aleyhine açılan yıkım isteğini kapsayan elatmanın önlenmesi davalarında, taşkın yapı sahibi, ayrı bir davaaçmaksızın savunma yoluyla inşaatın taşan kısmının komşu taşınmazda kapladığı yerin, tazminat karşılığı, adına temliken tescilini isteyebilir. zira bu istekler yekdiğerinden ayrılmayacak biçimde içiçe durumdadırlar. Birinin kabulünün doğal sonucu, diğer tarafın isteğinin reddedilmesini gerektirir. Bu nedenledir ki, taşkın yapı sahibinin,arsa malikince aleyhine açılan yıkım istekli elatmanın önlenmesi davalarında, inşaatını iyi niyetle yaptığı savunması, taşkın yapının kapladığı yerin temliki isteğini de içerdiği kabul edilmektedir.
Bu durumda olayda sağlıklı bir çözüme ulaşılabilmesi için M.K. 651. maddesinde öngörülen koşulların oluşup oluşmadığının araştırırlması gerektiği aşikardır.
O itibarla, mahkemece M.K. 651. maddesi çerçevesinde inceleme yapılması, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, önceki kararda direnilmesi doğru değildir.
Hal böyle olunca, usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA) oybirliği ile karar verildi.