 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E:1995/2-928
K:1995/1090
T:13.12.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
YARGITAY KARARI
Taraflar arasındaki "vasiyetnamenin iptali" davasından dolaya yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 7.Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 16.05.1994 gün ve 1993/1096-1994/357 sayılı kararan incelenmesi davalılar tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 15.11.1994 gün ve 9369-11005 sayılı ilamı ile (...Yorum yolu ile vasiyetnamenin düzenlendiği yerin belirlenmesi halinde, vasiyetnamede tanzim yeri gösterilmemiş olsa bile vasiyet geçerliliğini yitirmez. Asıl olan vasiyeti ayakta tutmaktır. Yorum da bu doğrultuda yapılmalıdır.
Davaya konu el yazılı vasiyetnamenin 19.7.1988 tarihinde düzenlendiği ve aynı tarihte Notere tevdii edildiği anlaşılmaktadır. Vasiyetçi tevdii tutanağında T... Mahallesi R... Caddesi
No:271 Y...-Ankara'da oturduğunu belirtmiştir. Vasiyetnamede ise bu yer vasiyete konu yapılmıştır. O halde Vasiyetnamenin Ankara Y...'de düzenlendiğinin kabulü gerekmektedir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasa usul ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine çeri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalılar vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava vasiyetnamenin iptali isteğine ilişkin olup, uyuşmazlık el yazısı ile düzenlenen ancak düzenleme yeri gösterilmeyen vasiyetnamenin geçerli kabul edilip edilmeyeceği noktasında odaklaşmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, iptali istenen vasiyetnamenin vasiyetçinin eli mahsulü olduğu, altında atılı imzanın da kendisine ait bulunduğu hususu tartışmasızdır.
Gerçekten "elyazısı ile vasiyetname" başlığını taşıyan M. K. nün 485 maddesinde, vasiyetçinin düzenlediği vasiyetnameye tanzim edildiği mahallin yazılması gerektiği hükme bağlanmıştır. Kaynak Kanunun alındığı İsviçre'de o tarih itibariyle bazı kartonlarda elyazısı ile düzenlenen vasiyetnamelerin geçersiz sayılıp, resmi biçimde düzenleme şartı arandığı cihetle, düzenleme mahallinin tanzim dilecek vasiyetnamede gösterilmesi özel önem taşımaktadır. Ancak, (Ülkemiz bakımından buna gerek olmadığı düşünebilirse de, 27.2.1952 gün ve 7/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararında açıkça elyazısı ile düzenlenen vasiyetnamelerde düzenleme yerinin gösterilmesinin vasiyetnamenin geçerlik koşulu olduğu belirtilmiştir. Ne var ki, düzenleme yerinin vasiyetname içeriğinden yarar-anılarak yorum yolu ile tesbit edilebileceği de yine anılan Yargıtay İnançları Birleştirme Kararından sonra gelişen yargısal kararlarla kabul edilmiş durumdadır.
Olayda iptali istenen vasiyetname 19.7.1988 tarihinde düzenlenerek aynı notere tevdi edilmiştir. Notere tevdi tutanağında vasiyetçinin oturduğu yer olarak vasiyet konusu evinin Y... Ankara 'da ki adresi gösterilmiş durumdadır.
Bu itibarla vasiyetnamenin Ankara-Y...'de düzenlendiğinin kabulü gerekir. Hal böyle olunca Hukuk. Genel Kurulunca benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ila, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK. nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 13.12.1995 gününde oybirliği ile karar verildi.