Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1995/2-115
K. 1995/95256
T. 18.10.1995

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Taraflar arasındaki kayyımlığın kaldırılmısı ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İstanbul Asliye 2. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 29.3.1994 gün ve E. 1992/530 K. 1994/155 sayılı kararın incelenmesi taraflar vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 17.01.1995 gün ve E. 12409. K. 457 sayılı ilamı ile, ( ...Davalının karar düzeltme isteğine gelince,
a ) A9 3561 sayılı Yasa gereğince en büyük mal memurunun kayyım tayin edilmesine dair karar yetki belgesi alınmadan görevi biten yasal kayyımın verdiği yetki belgesiyle davaya devam olunması doğru bulunmamıştır.
b ) Vakfa ait iken mülkiyeti mutasarrıflarına geçmiş olan gayrimenkuller de maliklerin Hazineden başka varis bırakmadan ölümleri halinde mülkiyet mahlulen vakfına rücu eder. ( Vakıflar Kanunu m.29/2 ) Ölüme muallak haklar tıpkı gaibin ölümü tebeyyün etmiş gibi kullanılır. Gaiplik kararı ölüm tehlikesi yahut son haber gününden itibaren hüküm ifade eder. ( MK. 34 )
Davacı vakfın hakkı idaresi kayyıma tevdi edilen malın malikinin Hazineden başka mirasçı bırakmadan ölümüne muallak olduğuna göre, o kişinin öldüğünün veya gaip olduğunun belgelenmesi gerekir. Mahalle muhtarlığı belgesi malikin öldüğünün kabulü için yeterli değildir. Malikin nüfus siciline kayıtlı olduğu yer belirlenip nüfus sicili getirtilmeden sicilde sağ gözüküyorsa ölüm kaydının işlenmesi gaip ise gaiplik kararı ile varislerini belirler veraset ilamı getirmesi için davacıya yetki ve mehil verilmeden tereke son mirasçı Hazineye kalmışsa dava Hazineye tevcih edilmeden davacının dava hakkının bulunduğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamakla davanın karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüldü:
KARAR : Davacı Vakıflar İdaresi; Sultan Mahmut Vakfından İcareteynli bulunan dava konusu taşınmazın mutasarrıfının ölümü ile mahlulen vakfa döndüğünü, bu konuda idarece mahluliyet kararının da alındığını ileri sürerek çekişmeli taşınmaz payının idaresi ile ilgili olarak verilmiş bulunan kayyımlık kararının ve tapuya konan kayyımlık şerhinin kaldırılmasını, taşınmazın mutasarrıf adına olan 1/3 payının iptali ile Sultan Mahmut Vakfı adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Gerçekten icaretenli ya da mukataalı vakıf malın, asıl maliki mutasarrıfı değil, vakıf tüzel kişiliğidir. Mutassarrıf adına bulunan kayıt mülkiyete değil; ancak, tasarrufa delalet eder. Eş anlatımla mülkiyeti vakıfda kalmak üzere kullanma hakkı mutasarrıfa ve onun ölümü halinde de mirasçılarına geçer. 1935 tarih 2762 sayılı Vakıflar Yasasıyla icareteynli ve mukataalı vakıf taşınmazların tasfiyesi amaçlanmıştır. Anılan Yasanın, 24.09.1983 günü yürülüğe giren 2888 sayılı Yasa ile değişik 29. maddesinin 1. fıkrasında ( ...10 yıl içinde taviz vermek yoluyla icareteynli veya mukataa kayıtları terkin edilmemiş gayrimenkullerin mülkiyetinin 10 yıl sonunda kendiliğinden mutasarrıfına geçeceği ve vakfın hakkının da ivaza döneceği ) belirtildikten sonra 2. fıkrasında ( Mülkiyeti mutasarrıfına geçmiş olan gayrimenkullerde maliklerin kanunun yayımı tarihine kadar önlemleri üzerine son mirasçı sıfatıyla Hazineye intikal edip de bu husus tapu kaydına işlenmiş bulunanlar ayrık bırakılarak işlenmemiş olan taşınmazların nahlulen vakfına rücu edeceği )... hükme bağlanmıştır. Yasada değinilen 10 yıllık süre ise sonradan 1945 tarihli ve 4755 sayılı Yasa ile 13.12.1955 tarihinde sona erecek şekilde 10 yıl daha uzatılmıştır.
Somut olayda, İdarece çekişmeli taşınmazın 1/3 payının mutasarrıfı Dikran'ın mirasçı bırakmadan öldüğü gerekçesiyle bu payın mahlulen vakfa döndüğüne ilişkin 29.05.1990 tarihli mahluliyet kararı alınmıştır.
Hemen belirtmek gerekir ki Hukuk Genel Kurulu'nun 06.12.1985 gün, 644/997: 02.06.1976 gün 87/2087: 25.01.1995 gün 696/1 ve 05.04.1995 gün 155/256 sayılı kararlarında da açıkça vurgulandığı üzere mahluliyet kararları, aksi sabit oluncaya kadar uyulması gereken geçerli bir belgedir.
Vasiyet kararları aleyhine ancak idari yargıya başvurulabileceği halde mahluliyet karalarına yönelik itirazların adli yargıda çözümlenmesi gerekir. Davalı kayyım da mahluliyet kararına karşı çıkmış bulunmaktadır.
Geçerli belgenin aksini ileri sürenin iddisasını kanıtlaması gerekeceği de temel bir usul kuralıdır. O itibarla yerel mahkemenin somut olayda davacı Vakıflar İdaresinin mahluliyet kararına dayalı olarak temyize konu davayı açmakta hakkı bulunduğuna değinen direnme yerindedir. Ne var ki işin esası ve özellikle mahluliyet kararının alınmasının doğru bulunmadığına yönelik davalı itirazları yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde özel dairesince değerlendirilip incelenmemiştir. Bu durumda dosya açıklanan biçimde işin esasının incelenmesi için Dairesine gönderilmelidir.
Ayrıca, mal memurunun değişmesi halinde yerine atanan mal memuru sulh hakimince kayyım tayin edilir. ( 3565/s. K. m. 2/2 ) Bu husus taraf ehliyet itibariyle kamu düzeni ile ilgilidir. Kayyım mal memuru ( defterdar ) Zekeriya Temizel'in değiştiği anlaşılmaktadır. Bozmadan sonra da yeni defterdar tarafından verilen yetki vesikası ile kayyımlığın temsiline girişildiği görülmektedir. Bu hususu dairesince incelenmediği gibi keza mahkemece bozmadan önceki kararda bulunmayan, ancak, bozmadan sonraki direnme kararında verilen "kayyımlığın kaldırılmasına" ilişkin yeni hüküm de tetkik edilmiş değildir. O itibarla bu konularda da yerel mahkemenin yeni delile dayalı ve ayrıca yeniden aldığı kararla ilgili bulunan yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının özel Dairesince tetkiki icap eder.
SONUÇ : 1- Davacı Vakıflar İdaresinin mahluliyet kararına dayalı olarak temyize konu davayı açmaya hakkı bulunduğuna değinen direnme kararı yerinde ise de, işin esasının incelenmesi,
2- Bozmadan sonra yeni Defterdardan alınan yetki vesikası ile davanın yürütülmüş olması ve bozmadan önceki kararda bulunmayan ancak direnme ile birlikte verilen "kayyımlığın kaldırılmısı" kararına ilişkin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının tetkiki için:
Dosyanın 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 18.10.1995 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Suçlar] Dolandırıcılık mı hukuki ihtilaf mı 
  • 25.04.2024 13:09
  • [Alacak tahsil] Vekalet sözleşmesinde zamanaşımı süresi başlangıcı 
  • 23.04.2024 00:24
  • [Mirasçılık] Abilerim babamı sokağa atıyor. Dedem tapuyu abilerimin üzerine yapmış. 
  • 22.04.2024 06:30
  • [Boşanma davaları] Vasi ataması hk. 
  • 18.04.2024 09:43
  • Beraat sonrası yurtdışı çıkış yasağı kaldırma sorunu 
  • 16.04.2024 15:18


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini