 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1995/259
Karar no : 1995/531
Tarih : 17.05.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "boşanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Elazığ Asliye 2. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 3.5.1994 gün ve 1993/286 E- 1994/214 K. sayılı kararın incelenmesi davalı tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 3.10.1994 gün ve 1994/8197 E- 9005 K. sayılı ilamı:
(...Medeni Kanunun 21 ve 136. maddeleri ile boşanma davalarındaki yetkili mahkeme kocanın ikametgahı, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 9/son maddesi ile de karı-kocanın en son altı ay süre ile birlikte oturdukları yer mahkemesinin yetkili olacağı kabul edilmiştir. Davalı da ikametgahının Mazgirt, son altı ay süre ile oturdukları yerin ise Hozat olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuştur. Gösterilen her iki yerde yetkili ise yetikili mahkemeye seçme hakkı davacıya ait olur. Bu yönlerin dikkate alınması, gösterilecek delillerin toplanması sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Bu yönlerin gözetilmesi sonucu yazılı olduğu gibi usul ve yasaya uymayan gerekçelerle yetki itirazının red edilmiş olması doğru bulunmamıştır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle dava Medeni Kanunun 134-1. maddesinden kaynaklanan boşanma istemine ilişkin olarak Elazığ Asliye 2. Hukuk Mahkemesinde açılmıştır.
Davalı, süresinde nüfusa kayıtlı oldukları yerin Mazgirt, ve son altı ay süre ile oturdukları yerin ise Hozat ilçesi olduğunu belirterek yetki itirazlarında bulunmuştur.
Hemen belirtmek gerekir ki; bir davanın görülmesinden birden fazla yer mahkemesinin yasa gereği yetkili bulunması halinde seçim hakkının davacıya ait bulunduğu duraksamaya yer bırakmayacak kadar açık bir keyfiyettir. Nitekim Hukuk Genel Kurulu'nun 22.9.1976 gün ve 1957-2554, 27.5.1987 gün 506-1103 sayılı kararlarında da aynı ilke benimsenmiş olduğuna göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 17.5.1995 gününde oybirliği ile karar verildi.