 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1995/258
Karar no : 1995/415
Tarih : 26.04.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "taahhüt nedeniyle tahliye" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Adana 3. Sulh Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 24.4.1994 gün ve 1993/1150 E.-1994/500 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 16.6.1994 gün ve 1994/6476-6747 sayılı ilamı; (...Davalı kiracının kiralananda otururken verdiği 18.11.1992 tanzim tarihli taahhütname ile kiralanan o kira yılı sonunda tahliye etmeyi taahhüt ettiği ve fakat taahhüdünü yerine getirmediği, bu davanın süresinde açıldığı uyuşmazlık konusu değildir. Davalı, davacı adına kira sözleşmesine imza atan vekili Rıfat Kodal'a yeni kira yılı için kira parası ödediğini, onun da bu ödemeyi kabul ettiğini, böylece akdin yenilenmiş olduğunu savunmuştur.
Savunmada geçen olgular davacı tarafça kabul edilmediğinden davalı vekili davacı ile parayı ödediğini söylediği Rıfat'a yemin teklif ettiğini 8.12.1993 tarihli dilekçesi ile bildirmiştir. Rıfat Kodal kiralayan olmadığı gibi davanın tarafı da bulunmadığından kendisine yemin yöneltilmesi mümkün olmadığından bu yolda işlem yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi doğru değildir. Bu yoldaki taraf yeminin davacıya yöneltilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle, kiralanana ait kira sözleşmesinin içeriğinden, Rıfat'ın kirayan değil, kiralayanın vekili olarak sözleşmeye iştirak ettiği açıklıkla anlaşıldığına göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA), oybirliği ile karar verildi.