 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1995/20-1086
Karar no : 1996/174
Tarih : 20.3.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- EK DAVA İMKANI DÜŞMÜŞ HAKLARA UYGULANMAZ
- HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ( Ek dava hakkı ile canlanmaz )
- ORMAN KADASTROSUNA İTİRAZ
- KESİN HÜKME AYKIRI ORMAN TAHDİDİ
- ORMAN TAHDİDİNİN KESİN HÜKME AYKIRI OLMASI
6831/m.11/1
DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki "orman kadastrosuna itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Fethiye Asliye 2.Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 15.7.1993 gün ve 1993/195-383 sayılı kararın incelenmesi davalı orman idaresi ve davacı vekilleri tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 31.5.1994 gün ve 1994/2549-6191 sayılı ilamı;
( ...İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, davacı tarafın temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Orman yönetiminin temyiz itirazlarına gelince; dava konusu taşınmaz, 1744 sayılı Yasanın yürürlüğü sırasında orman sınırı içerisine alınmış; buna dair tutanak, 10.9.1979 tarihinde ilan edilerek, 3373 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği 28.5.1987 gününden önce kesinleşmiştir. Hernekadar, sözü edilen Yasanın 5.maddesi ile 6381 sayılı Orman Yasasının 11.maddesinin l.fıkrası değiştirilerek, komisyon kararlarının kesinleşmesinden sonra ilgililerin tapulu taşınmazları bakımından dava hakları 10 yıllık süre içerisinde saklı tutulmuş ise de; Yasada bu kuralın geriye yürüyeceğine dair bir hüküm bulunmadığından, bu ek dava imkanının, evvelce düşmüş olan haklara uygulanmasına olanak yoktur. Mahkemece, bu yön dikkate alınarak dinlenme olanağı bulunmayan davanın reddi gerekirken, kabulü isabetsizdir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI :
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
6831 sayılı Orman Kanunu'nun Orman Kadastrosuna ilişkin hükümleri diğer kadastro Yasaları gibi tasfiye amacı güder. Orman sınırlandırma işlemlerine karşı ilgilileri tarafından açılacak davalar için tanınmış olan süreler, hak düşürücü sürelerdir. Kadastro Yasalarındaki hak düşürücü sürelerin kabulünden amaç, kamu düzenini korumaktır. belli bir süre geçtikten sonra kadastrodan önceki haklara dayanarak, dava açılmasının önlenmesi, uyuşmazlıkların sona erdirilmesi istenmiştir. Hak arama özgürlüğünün sınırsız olarak kabulü kamu düzenim aksi yönde etkiler. Hak düşürücü süre ile, mülkiyet hakkı değil, hak arama özgürlüğü belli bir süre ile sınırlandırılmıştır. Bu sürelerin doğrudan doğruya kamu düzenini ilgilendirmeleri nedeniyle davanın hangi aşamasında olursa olsun mahkemece kendiliğinden gözetilmeleri gerekir. Bu nitelikleriyle dava engellerinden olup ilk önce incelenmesi icap eder. Davada hak düşürücü süre söz konusu ise, dava dinlenemez, işin esası incelenemez.Dava dinlenemeyeceğıne göre, kadastrodan önce var olan bir kesin hükmün de tartışma konusu yapılması olanağı yoktur.
Orman Kadastro Komisyonlarının sınırlandırma sırasında kesinleşmiş mahkeme kararlarını dikkate alması, bunlara riayet etmesi gerektiği hususu kuşkusuzdur. Dikkate alınmadığı, görülmediği yada uygulanması unutulduğu takdirde, ilgilileri buna karşı Yasanın öngördüğü süre içerisinde tahdide itiraz davası açabilirler. Kesin hükmün varlığı, tahdidin kendiliğinden geçersiz olması sonucunu doğurmaz. Yanlışlığın süresinde açılacak bir dava ile düzeltilmesi gerekir.
Somut olayda, tahdidin yapıldığı ve kesinleştiği tarihlerde yürürlükte bulunan 1744 sayılı Yasayla getirilen değişikliğe göre, orman sınırlandırılmasına karşı dava açma süresi bir yıl, davanın açıldığı günde yürürlükte bulunan 3373 sayılı kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun H.maddesinin l.fıkrasına göre ise, 6 aydır. Aynı fıkrada yapılan son değişiklikle, ister kesin hükümle oluşsun, ister başka biçimde oluşsun, tapu kaydı maliklerine, tahdidin iptali davası açmak üzere 10 yıllık süre tanınmıştır. Bu iki hak arama süresinin dışında, nedeni ne olursa olsun süresiz hak arama özgürlüğü tanıyan bir yasa hükmü yoktur. 3373 sayılı Yasa ile 10 yıllık hak düşürücü süreye ilişkin kuralın yürürlük tarihinden önce düşmüş olan hak-lara uygulanacağına dair bir hüküm de getirilmiş değıjdir. Açıklanan nedenlerle, Hukuk Genel Kürulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma ilamına uyulmak gerekirken eski hükümde direnilmesi doğru değildir.
O halde, usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı idare temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ), oyçokluğu ile karar verildı.