 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1995/19
Karar no : 1995/169
Tarih : 15.03.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Asliye 4. Hukuk Mahkemesi'nce davanın kısmen kabulü, kısmen reddine dair verilen 24.12.1993 gün ve 194-653 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 27.6.1994 gün ve 29234-6902 sayılı ilamı:
(.... İştirak halindeki bir mülkte bir paydaşın diğer paydaşa pay satışı üzerine alıcının tescil davası açtığı anlaşılmıştır. Satış vaadi sözleşmesinde genel olarak muristen kalan bütün hak ve hisselerin satışı vaadedilmiş intifa hakkı ayrık tutulmamıştır. Hal böyle olunca davanın kabulüne karar vermek gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle 12.7.1994 günlü noterlikte düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde, satış vadi borçlusu davalı, Kırşehir Sulh Hukuk Mahkemesi'nden alınan 1981/611-765 sayılı veraset ilamına göndermede bulunarak mirasbırakan eşi Ünal Köksal'dan kendisine intikali gereken gayrimenkullerdeki hak ve hisselerinin tamamının satışını vaad ettiğini bildirmiştir. Vaadde gösterilen veraset ilamında ise gerek intifa hakkı, gerekse buna bağlı çıplak mülkiyet hakları gösterilmiş durumdadır. Vaad belgesinin içeriğinden satış vaadi borçlusunun veraset ilamında belirtilen muristen gelen çekişmeli taşınmazlardaki intifa hakkından da bu hakkın karşılığı çıplak mülkiyet hakkı sahibi vaad sahibi vaad alacaklısı lehine feragat ettiğinin anlaşılması icabettiğine göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA) oyçokluğuyla karar verildi.