 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1995/143
Karar no : 1995/279
Tarih : 12.04.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Kocaeli Tur Seyahat Acentası Ltd. Ş. ile Lüks Yeni Kocaeli Turizm ve Nakliyat Ltd. Ş. arasındaki "ticari ünvana tecavüzün önlenmesi, ticaret sicilinden terkin, tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kocaeli Asliye 3. Hukuk Mahkemsi'nce davanın reddine dair verilen 25.12.1991 gün ve 1989/188 E-1991/704 k. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 09.02.1995 gür ve 1992/6916-1993/791 sayılı ilamı (...Davacı vekili; müvekkilinin tescilli ünvanı içinde yer alan (Kocaeli) kelimesini davalının da ticaret ünvanı içinde kullanarak tescil ettirdiği, ancak davalının bu kelimeyi kullanmasının iltibas yarattığını üçüncü kişileri yanılttığını ileri sürerek ticaret ünvanına vaki tecavüzün önlenmesine, davalı ünvanının sicilden terkine şimdilik (1.000.000) lira maddi, (10.000.000) lira manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, her iki firmanın da fabrikalardan işçi taşıma işi yaptıklarını, bir yanılgıdan söz edilmeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak tarafların ticari ünvanlarının tescil edilmiş şekliyle kullanılması halinde iltibasa yol açabilecek bir durumun söz konusu olamayacağı, otobüslerde ünvanlarından değişik tanıtım yazıları kullandıkları gerekçesiyle sabit olmayan davanın reddine karar verilmiştir.
Tarafların ünvanlarının vurgulayıcı kök kelimesi (Kocaeli) olup bu kelime bakımından ayniyet vardır. Her iki taraf aynı yerde ve aynı işle iştigal etmektedirler. Dinlenilen tanıkların beyanları ve ibraz edilen vergi cezaları gibi deliller karşısında üçüncü kişilerce iki firmanın karıştırıldığı, böylelikle iltibasa meydan verdiği belirtilmiştir. Bu durumda mahkemece, bu
yönden değerlendirme yapılarak davacının talepleri doğrultusunda karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle H.M.U.K.nun 2494 sayılı Yasa ile değişik 438/II. fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle, "...bir hükmi şahsın ticaret ünvanına Türkiye'nin herhangi bir sicil dairesinde daha önce tescil edilmiş bulunan diğer bir ünvandan ayırdedilmesi için gerekli olduğu takdirde lüzumlu ilavelerin yapılması mecburidir. Hükmünü taşıyan TTK.nun 47/2. maddesi ve 1618 sayılı Yasanın "işletmenin adı" başlıkla 5. maddesi mevcut bir seyahat acentasının herhangi bir sicil dairesinde daha önce tescil edilmiş ünvanı başka bir seyahat acentası tarafından alınamaz. Bu ünvan, başka bir seyahat acentası tarafından iltibasa yol açacak nitelik belirten kelimeler veya yeni bir isim katılarak benzetme yapmak suretiyle dahi kullanılamaz" hükmüne yer verilmiş olmasına göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA), 12.4.1995 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
Ü MUHALEFET ŞERHİ
Yalnızca tescil edilmiş şekilde kullanmayı sağlamak için davanın kabulü ve hükmün bu sebepten bozulması gerekir.
Ü 2. H.D.
T. Alp Bşk.