 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1995/12-987
Karar no : 1996/20
Tarih : 31.1.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- İCRA İNKAR TAZMİNATI ( Yetki itirazı )
- YETKİ İTİRAZI ( İcra inkar tazminatı )
2004/m. 169/a-6
DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki "itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 7. İcra Hakimliğince davanın kısmen kabulüne dair verilen 10.5.1994 gün ve E.1994/87 - K.1994/262 sayılı kararın incelenmesi üzerine,
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 28.2.1995 gün ve E.1995/2204 - K.1995/2620 sayılı İlami;
( ... Borçlu asıl borca yönelik itirazında haksız çıkmıştır. Alacaklının tazminat talebi de bulunduğu gözönüne alınarak İİK. 169/a-6. maddesi uyarınca alacaklı lehine tazminat hükmedilmemesi isabetsizdir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI :
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalanna, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle her ne kadar dava dilekçesinde davacı borçlu vekili borcun ödendiğini not başlığı altında belirlemişse de, alacaklı tarafından bu ileri sürüşe gerekçe gösterilerek karşı çıkılmış olması karşısında asıl borca itırazın bulunduğunun kabulü gerekeceğine göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ), oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Maddi olay: Davacı ( Borçlu ) vekili, müvekkilinin sıkıntıya düşmesi sebebi ile 3.676.339.- TL. borcunu ödeyemediğini belirterek:
1- Ankara İcra Dairelerinin yetkisiz olduğunu, hukuki ilişkinin Konya'da gerçekleştiğini davacınında ikametgahının Konya'da olduğunu Ankara İcra Dairelerinin yetkili olduğunu gösteren yetki anlaşması olmadığını ve öncelikle yetki itirazının incelenmesini,
2- Talep edilen aylık % 10 faizin fahiş olduğunu, faizin yasal % 30 veya reeskont faizi olması gerektiğini ileri sürerek Konya İcra Dairelerinin yetkili olduğuna, faize dair itirazlarının kabulüne takibin iptaline ( borç aslının süresi içinde ödendiğini ) faiz için ağır ve haksız icra takibinden dolayı % 40'dan aşağı olrnarnak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini isterniştir.
Davacı alacaklı vekili: Haksız ve mesnetsiz kötü niyet oyalamaya matuf itırazların reddine icra takibinin devamına % 40'dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini ıstemiştir.
Mahkeme ; Takip konusu senetle Ankara İcra Daireleri yetkilidir. Yazılı olduğundan Ankara İcra Dairelerinin yetkili olduğuna, faizin reeskont faiz oranı olarak % 54.50 olmasına icra inkar tazminatı isteğinin reddine şeklinde karar verilmiştir.
Yüksek Özel Daire, alacaklı vekilinin temyizi üzerine önce kararı onamıştır. Karar düzeltme isteği üzerine : "Borçlu asıl borca yönelik itirazında haksız çıkmıştır. Alacaklının tazminat talebinde bulunduğu gözönüne alınarak İcra İflas Kanunu 169/a-6. maddesi uyarınca alacaklı lehine tazminata hükmedilmesi isabetsiz olduğundan mercii kararının bu yönden bozulmasına karar vermiştir.
İcra Tetkik Mercii : önceki kararda direnrniştir.
Yerel İcra Tetkik Mercii ile Yüksek Özel Daire arasındaki uyuşmazlık icra inkar tazminatı verilmesi gerekip gerekmediğine ilişkindir. Yukarıda açıklanan maddi olaya göre, icra takibi kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılmıştır. Borçlu yasal sürede icra Tetkik Merciinde itirazda bulunarak icra takibine karşı yetki itirazında bulunmuş ve aynca % 10 aylık faizin fahiş olduğunu, faizin % 30 faiz veya reeskont faizi olması gerektiğıni belirtmiş asıl borcun da ödendiğini belirtmiştir. Asıl borç yönünden bir itiraz yoktur. Asıl borç yönünden icra takibi kesinleşrniştir. Zira ödenmiş olup olmaması uyuşmazlık konusu yönünden önemli değildir. Çünkü borçlunun asıl borca itirazı yoktur. Esasen İcra Tetkik Mercii de kararında yetki itirazı ve faize ilişkin bir karar vermiştir. Asıl alacak ile ilgili bir kararı yoktur. Yüksek Özel Daireninde asıl borç için olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerektiği yönünde bir bozma kararı da yoktur. icra İflas Yasasının 167-170 ve keza 6772 maddelerine göre inkar edilen miktar için haklı çıkan lehine icra inkar tazminatına hükmedilir. Olayımızda asıl alacak yönünden bir karar yok ki haksız çıkma olsun, faiz yönünden ise borçlu haklı çıkmış. Yetki itirazında haksız çıkma ise icra inkar tazrninatını gerektirmez. Yüksek Özel Dairenin bozma kararını doğrulayan ne icra İflas Kanunu'nda ne de HUMK'da bir hüküm yoktur. Bu itibarla Yüksek Özel Daire karan doğrultusundaki Yüksek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun çoğunluk kararına karşıyım.
Saygıyla arz olunur. 2.2.199P
Şemsettin Abik Yargıtay Üyesi 10. Hukuk Dairesi