 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1995/12-795
Karar no : 1995/945
Tarih : 8.11.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
818/m.113
1086/m.45
Taraflar arasındaki "şikayet" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Ankara 6. İcra Tetkik Mercii Hakimliği'nce şikayetin reddine dair verilen ( ... ) kararın incelenmesi davacı ( borçlu ) S.S. Kurumu vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 25.11.1994 gün ve 1994/14840-15006 sayılı ilamı ile; ( ... Borçlu, şikayetinde, asıl alacağın fer'ileri ile birlikte ödendiğini ileri sürmektedir. BK.'nun 113. maddesi hükmüne göre alacağın aslının ödenip ödenmediği, aynı madde gereğince faizin talep hakkının saklı tutulup tutulmadığı araştırılmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden : Davacı ( borçlu ) S.S. Kurumu vekili
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ( ... ) sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Davacı vekili, 30.7.1991 tarihli dilekçe ile Ankara 3. İş Mahkemesi'ne açtığı davada hatalı yapılan emeklilik işleminin düzeltilmesini ve fazlaya ait hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000.000 TL.'nın faizi ile birlikte tahsilini istemiştir. Bilahare alınan bilirkişi raporuna göre bakiye alacağı için 10.1.1994 tarihinde bu kez ek bir dava açmış ve her iki dava birleştirilerek yürütülmüştür. Yapılan yargılama sonunda mahkemece emeklilik işleminin düzeltilmesine, talep edilen alacağın davalı kurumdan tahsil edilerek davacıya verilmesine, hüküm altına alınan miktar için dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiş ve Yargıtay 10. Hukuk Dairesi'nce onanarak kesinleşmiştir.
Takipten önce asıl alacak ve bir miktar faizin alacaklıya ödendiği de uyuşmazlık konusu değildir. Alacaklı vekili, ilk dava tarihinden ödeme tarihine kadar asıl alacağın % 30 oranına göre faizini hesaplamış ödenen faizi düştükten sonra fark alacağı için davalı kurum hakkında takip yapmıştır. 53 örnek icra emri tebliğ edilen borçlu vekili, mercie verdiği itiraz dilekçesinde; asıl alacak ve faizlerinin takipten önce alacaklı vekiline ödendiğini, alacaklı vekilinin ek dava ile istenilen miktar için de ilk dava tarihinden itibaren faiz talep ettiğini, oysa birleştirilen davaların birbirinden bağımsız olduğunu, bir an için bakiye faiz alacağının varlığı kabul edise dahi, müstakil takip konusu yapılamayacağını ileri sürerek takibin iptalini istemiştir.
Görüleceği üzere Tetkik Mercii ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık mahkemece hüküm altına alınan faiz alacağının, asıl alacağın ihtirazi kayıt ileri sürülmeksizin alınması halinde sakıt olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır.
BK.'nun 113. maddesi hükmüne göre, asıl alacak ödeme ile veya sair bir suretle sakıt olduğu takdirde kefalet ve rehin ve sair fer'i haklar dahi sakıt olur. Bu kuralın iki istisnası vardır. Alacaklının asıl borcun ödenmesini kabul ederken işlemiş faizleri talep hakkını saklı tuttuğunu beyan etmiş bulunması, faiz alacağının asıl borcun sona ermesine rağmen devam edeceğinin halin icabından anlaşılması. Örneğin asıl borcun sona ermesinden önce faiz hakkında açılmış ve devam etmekte olan bir dava ve takibin bulunması, ödemeyi kabul eden kişinin irade bildiriminde bulunmaya yetkili olmaması veya ödemeden önce faiz alacağının temlik edilmiş olması gibi faiz alacağının bir ilamla hüküm altına alınmış olması fer'i niteliğine etkili olmadığı gibi, salt bu yön asıl borcun ödenmesi sırasında zımnen faizleri talep hakkının saklı tutulduğunu da göstermez.
SONUÇ : Yine, takip dayanağı ilamda ilk dava tarihinden itibaren faize hükmedildiğine dair bir açıklık yoktur. Birleştirilen davalar birbirinden bağımsız olup iki dava tarihi vardır. O halde ek davada hüküm altına alınan miktar için bu davanın açıldığı tarihten itibaren faiz yürütülmesi icap ettiği de kuşkusuzdur. Bu itibarla Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. O halde direnme kararı BOZULMALIDIR. ( 8.11.1995 )