 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1995/12-787
Karar no : 1995/1157
Tarih : 27.12.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- HACZEDİLEMEZLİK İDDİASI ( Finansal Kiralama Sözleşmesine Dayanan )
- FİNANSAL KİRALAMA SÖZLEŞMESİNE DAYANAN HACZEDİLEMEZLİK İDDİASI ( Sat ve Geriye Kirala Türünde Sözleşmenin Kanun Kapsamına Girmediği )
- SAT VE GERİYE KİRALA SÖZLEŞMESİ ( Finansal Kiralama Kanunu Kapsamına Girmediği )
3226/m.19,15,4
818/m.276
DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki "şikayet" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kayseri İcra Tetkik Merciince davanın reddine dair verilen 30.11.1993 gün ve 1993/164-1993/960 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine; Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2.3.1995 gün ve 2700-2889 sayılı ilamı: ( ...Hacze konu taşınır malların 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu gereğince borçluya kiralandığı ileri sürüldüğüne göre mercice anılan Yasa Hükümleri uyarınca taraf delilleri ile birlikte incelenip geçerli bir kiralama işleminin bulunup bulunmadığı sözleşme uyarınca, asgari müddet sonunda mülkiyetin borçluya geçip geçmediği saptanmadan eksik incelemeye dayalı merci kararının bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla, şikayetçi vekilinin karar düzeltme isteklerinin kabulüne karar vermek gerekmiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu`nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, Finansal kiralamaya konu malların haczedilemiyeceği iddiasına dayalı haczin kaldırılması istemine ilişkindir.
Şikayetçi ... SAN. ve Tic. A.Ş. vekili, 8.2.1993 günlü dilekçesi ile; ... Bankası A.Ş.`nin, borçlu ... A.Ş.den alacağı nedeni ile borçlu elinde haczedilen ambalaj ve yapıştırma makinalarının; müvekkili şirket tarafından yurt dışından ithal edilip ... A.Ş. ye kiralanarak Kayseri`deki fabrikada hizmete alındığını daha sonra borçlu elinde ve kirada iken ... A.Ş.ye satılıp 3226 sayılı Finansal Kiralama Yasası hükümlerine uygun olarak ... kurumundan kiralama yolu ile devralındığını, halen borçluda kiralık olarak bulunduğunu, yasanın emredici hükümleri karşısında, finansal kiralamaya konu malların yasanın koruması altında olup haczedilemiyeceğini ileri sürerek, icra müdürlüğünce yapılan haciz işleminin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Borçlu ... A.Ş. vekili, duruşmaya katılmamış, ancak icra dosyasına verdiği 2.12.1992 günlü yazı ve belgelerle mahcuzların kendilerine ait olmayıp kiralık olduğunu bildirmiştir.
Davalı ( alacaklı ) Z.B. vekili ise, icra dosyasında borçlu itirazlarına karşı çıkarak mahcuzların ... A.Ş.ye ait oduğu iddiasını kabul etmemiş ve merciye verdiği cevap layihası ile de; takibin tarafı olmayan üçüncü şahıs durumundaki ... A.Ş.nin, ancak istihkak iddiasında bulunabileceğini, mülkiyet hakkına sahip olmayan müştekinin ... A.Ş. ile yaptığı sözleşmenin 3226 sayılı Yasa`ya aykırı olup, davanın tarafı olmıyacağını, yasal sürenin de geçirilmiş bulunduğunu, müştekinin 3226 S.Y. dan yararlanamıyacağını ve kiracı durumunda bulunduğundan haczedilemezlik iddiasının reddi gerektiğini savunmuştur.
Tetkik Mercii, davanın reddine dair kurduğu hükmün temyizi üzerine Özel Dairece verilen metni yukarıda yazılı bozma kararına karşı da; Finansal kira sözleşmesinin geçerli olduğu 3226 sayılı Yasa`nın 15 nci maddesindeki zilyetliğin devri yasağı ve davacının finansal kiralama konusu mal üzerinde mülkiyet hakkı bulunmadığını belirterek davacının şikayet hakkına da sahip olmadığı gerekçesini tekrarla önceki kararında direnmiştir.
Gerçekten ... A.Ş. Merkezi İsveç`te bulunan ... Ltd.nin Türkiye mümessili olup, yurt dışından ithal ettiği, doldurma ( ambalaj ) ve kamış-çubuk yapıştırma makinasını, 10.6.1987 günlü adi kira sözleşmesi ile ... A.Ş.ye kiralamış ve 1990 yılında ( Montaj, hizmet, kağıt alımı vs. ) gibi ek sözleşmeler de düzenlenmiştir. Bu adi nitelikteki kira ve diğer sözleşmelerde yer alan hükümlerle de borç ödendiğinde ve sözleşme süresi sonunda mülkiyetin belirlenen bedel karşılığında ... A.Ş. ye geçeceği de kabul edilmiştir. Ancak ... A.Ş., 19.7.1991 tarihinde, Beyoğlu 19 ncu Noterliğince düzenleme suretiyle yapılan finansal kira sözleşmesi ile ... A.Ş. de olan makinaları, ... A.Ş. finans kurumuna satmış ve aynı anda bunları finans kurumundan kiralayarak makina bedellerini de 22.7.1991 tarihli faturaya istinaden 24.7.1991 ... A.Ş. ne ödemiştir. Ne varki sözleşme ... A.Ş. ve ... arasında oluşturulmuşsa da, sözleşmeye konu mallar ... A.Ş. den alınıp ...`ya teslim edilmediği gibi, ... ile ... A.Ş. arasında yeni bir kira sözleşmesi de kurulmamıştır. Esasen makinaların finans kurumuna ... A.Ş. tarafından satılmış olduğu da Borçlu A. Şirketin kabulündedir.
Belgelenmiş olan bu durumda artık ... A.Ş. ve ... A.Ş. arasındaki "adi kira sözleşmeleri son bulmuştur. ( BK. 276 ). Önceki kira akdinin devamı için ... A.Ş. ile ... A.Ş.nin, yeni bir anlaşma yapması gerekir. Makinaların satışı finansal kira sözleşmesinden bağımsız bir satış sözleşmesi oluşturduğundan ve malın mülkiyeti Finans Kurumuna geçtiğinden ... A.Ş.nin bir şikayet ve istihkak iddiası hakkının varlığından söz edilemeyeceği de aşikardır. Yukarıda sözü edilen 19.7.1991 günlü sözleşme de, Finansal Kiralama Kanunu`nun ( 3226 S.Y. ) emredici ve tamamlayıcı kuralları karşısında geçersizdir. Zira;
... Kurumu ile ... A.Ş. arasındaki 19.7.1991 tarihli Beyoğlu 19. Noterliğince düzenlenen sözleşme "sat ve geriye kirala" - Seale End-Lea-sa Back-diye ifade edilen bir "Leasing" sözleşme çeşididir. Gelecekte Leasing alan ( kiracı ) kendi mülkiyetindeki malı Leasing verene satmakta ve aynı anda ondan kiralamaktadır. Böylece ikili bir ilişki sözkonusu olmaktadır.
Gelecekte Leasing alan aynı zamanda yapımcı olup, ürettiği malı önce Leasing verene satmakta ve daha sonra da ondan alt Leasing sözleşmeleri kurmak üzere geri kiralamaktadır.
Oysa, finansal kiralama konusu malın kiralayan tarafından üçüncü kişiden temin edilmesini öngören Finansal Kiralama Kanunu m: 4 hükmü karşısında, bu tür sözleşmenin yasa kapsamına girmediğinin açık olması bir yana, aynı Kanunun 15 nci maddesinin emredici hükmü ile de kiracının finansal kiralama konusu maldaki zilyetliği bir başkasına devredemiyeceği ( kira ariyet v.d. ) diğer bir anlatımla alt kira olanağı da tanınmamıştır. O itibarla olayda, 3226 sayılı Yasa`nın 8 nci maddesinde kurucu unsur olarak kabul edilen "özel sicile tescil ile 9 ncu maddesindeki sözleşmeye konu malın mülkiyeti kiralayan şirkete ait olması ve malın kiracıya teslim edilmesi koşulları gerçekleşmiş olsa dahi, bu tür sözleşme, Finansal Kiralama Kanunu'na uygun olduğu kabul edilemez.
Davacı, davada haczedilemezlik şikayetini 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanununa dayandırmıştır. Ancak ortada anılan Yasada öngörülen koşullara uygun ve geçerli bir finansal kiralama sözleşmesi bulunmamaktadır. Ayrıca da kiracı, üçüncü şahıs ( borçlu ) elinde bulunan hacze konu makinaları hacizden önce satıp mülkiyetinden çıkarmış durumdadır. O nedenlerle davacının 3226 sayılı Yasanın getirdiği koruyucu hükümlerden yararlanma olanağı mevcut değildir.
Hal böyle olunca merciin davacının haczedilemezlik şikayetinin reddine dair verdiği direnme kararı açıklanan gerekçelerle sonucu itibariyle doğru olduğundan onanmalıdır.
SONUÇ : Şikayetçi ( davacı ) vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibariyle doğru olan icra tetkik mercii direnme kararını yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASlNA oyçokluğu ile karar verildi.
"KARŞI OY YAZISI"
Görülmekte olan davada iddia: Davacı ... Anonim Şirketi vekili, İsviçre`den ithal ettikleri mülkiyeti müvekkiline ait ambalaj yapıştırma makinalarının davalılardan ... A.Ş. ne 3.4.1990 tarihinde kiralandığını, bilahare 19.7.1991 tarihinde ... A.Ş. tine satılıp aynı tarihte bu şirketten kendilerince Finansal kiralama Sözleşmesiyle kiralandığını, bu makinaların finansal kiralama Yasasının hükümlerinin korunması altında bulunduğunu, davalılardan ... Bankasını alacaklı olarak ... A.Ş. ti aleyhine yaptığı icra takibi sonucu haczedildiğini, halbuki finansal Kiralama Yasası gereğince haczedilemeyeceğini bildirerek haciz işleminin kaldırılmasını istemiştir.
Cevap: Davalı ... Bankası vekili, davacının icra takibinin tarafı olmadığını ve mülkiyet sahibi de bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı ... A.Ş. vekili duruşmalara gelmemiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı Şirketin böyle bir dava açıp açmayacağı ve yasal dayanağının ne olduğuna ilişkindir.
Öncelikle belirtelimki; davacı borçlu değildir. İcra takibinin taraflarından da değildir. 3. şahıstır. Davasının 3226 sayılı Finansal Kiralama Yasası hükümlerine dayanarak açmıştır. Burada davacının ispat edeceği husus, ... A.Ş. ile kendisi arasındaki Finansal Kiralama Sözleşmesinin yasa hükümlerine uygun olduğundan ibarettir. Zira sözleşme geçerli olduğu takdirde 3226 sayılı Kanunun 19. maddesi uyarınca Finansal Sözleşme konusu makinalar haciz dışı bırakılacaktır.
Dosya içeriğine göre; davacı ile ... A.Ş. arasındaki Finansal Kiralama Sözleşmesinin konusu olan haciz mevzuu makinalar önce davacı Şirketin mülkiyetinde ve adi kira sözleşmesi ise ... A.Ş. ne kiralanmış olduğu devrede, davacı bu makinaları ... A.Ş. ne satmış ve aynı zamanda finansal Kira Sözleşmesi ile kiralanmıştır. Daha önce makinaların asli zilyeti davacı olduğu için satış ve finansal kiralama sözleşmesi de aynı ayda olduğundan makinaların zilyetlikleri ... A.Ş. ne geçmemiştir. Makinalar davacının zilyetliğinde kalmıştır. Sözleşme ise Noterlikçe yapılmıştır. Noterlikçede sicile işlenecektir. Esasen Davacıyla Finans A.Ş. arasındaki Finansal sözleşmenin geçersiz olduğu ... A.Ş. tarafından iddia ve dava edilmemiştir. Bu konuda bir uyuşmazlık yoktur. Davamızda ise, davayı açan ... A.Ş. olup, ... ile ... A.Ş. arasındaki sözleşmenin niteliğinin davayla ilgisi yoktur. Çünkü davayı açan ... A.Ş. dir.
Yukarıda belirtilen duruma göre ... A.Ş. ile ... A.Ş. arasındaki Finansal kiralama Sözleşmesi geçerli olduğundan 3226 sayılı Kanunun 19. maddesi uyarınca haciz konusu makinaların haciz dışı bırakılması gerekir. Bu itibarla mahalli İcra Tetkik Merciinin davacının davasını reddetmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Yüksek Özel Dairece ise davacının davasının kabulü yolunda bozma kararı vermesi gerekirken tahkikata sevk suretiyle bozmasında da isabet yoktur.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgulara göre, davanın kabulü yolunda değişik bozma kararı verilmesi gerekirken mahalli İcra Tetkik Mercii kararını onayan çoğunluk kararına da karşıyım. Saygıyla arz olunur. 27.12.1995
Şemsettin Abik
Yargıtay Üyesi 10. Hukuk Dairesi