 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1995/11-114
Karar no : 1995/439
Tarih : 3.5.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- ŞİRKETİN FESHİ
- ŞİRKET ADINA OLAN TAPUNUN İPTALİYLE MURİS TEREKESÎNE İADESİ ( Sahtecilik )
- SAHTECİLİK ( Şirketin feshi şirket adına olan tapunun iptaliyle muris terekesine iadesi )
6762/m.299,392
DAVA VE KARAR :Taraflar arasındaki "şirketin feshi şirket adına olan tapunun iptaliyle muris terekesine iadesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kayseri Asliye 1. Hukuk Mahkemesi'nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 19.10.1993 gün ve 1992/650 E. 1993/618 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 30.6.1994 gün ve 1993/7491 E. 1994/5645 K. sayılı İlamı:
( ... Davacılar vekili, davalılardan şirketin tedrici kuruluş esasları dahilinde ( 10.000.000 ) TL. sermayesi olarak kurulup 20.4.1992 tarihinde tescil ve ilan edildiğini, kurucularının ise davalı yerinde gösterilen özel şahıslar ile 14.8.1992 tarihinde ölen Mehmet Alemdar olduğunu, davalı şirketin 29.4.1992 tarihinde toplanan olağanüstü genel kurulunun şirketin esas sermayesini ölen Mehmet'in üç parça taşınmazının değerini aynî sermaye koymak suretiyle ( 1.500.000.000 ) TL.a çıkardığını, sermaye tezyidinden amacın müvekkilinin iki çocuğu ile dahili davalı N. Esra'yı murisin malvarlığından mahrum etmek olduğunu, aslında davalılardan Necati, Çetin ve Zeki'nin de murisi olan Mehmet'in genel kurullara katılmadığı gibi katılacak fiziki gücünün ve akli melekesinin bulunmadığını, nitekim bu hususu davalılara şirketin ilk kuruluşundan önce de ihtar ettiklerini, murisin durumunu bilmelerine ve ihtarlarına aldırmayan davalıların kötü niyetli olduklarını, murisin genel kurul imzalarının sahte olduğunu, yapılan tüm işlemlerin muvazaalı ve yok hükmünde ( batıl ) olduğunu ileri sürerek davalı şirketin kuruluş ve sermaye tezyidine ilişkin muamelelerinin iptaliyle şirketin feshini, şirket adına olan tapunun iptaliyle muris terekesine iadesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri; şirketin dava dilekçesinde hasım gösterilmeden, sonradan dava dilekçesinin şirkete tebliği suretiyle hasım olamayacağını, şirketin feshi davasının ortaklar hasım gösterilerek görülemiyeceğini, sukutu hak süresinin T.T.K. 299. maddesi uyarınca bir ay olup bu sürenin geçtiğini, murisin şirketin % 90 pay sahibi olması nedeniyle davacıların zarara uğramalarının söz konusu olmadığını, mal kaçırma, kötüniyet iddialarının yerinde olmadığını, murisin mal varlığının A.Ş.e dönüşmesiyle davacıların haklarını şirket hukuku içinde elde edebileceklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkeme'ce; iddia, savunma, mübrez belgeler, ilgili vasi tayini ve şirket sicil dosyası ile bilirkişileri raporuna nazaran muris Mehmet'in, şirket kuruluş ve sermaye tezyidi sırasında mümeyyiz olmadığının sağlık kurulu ve doktor raporlarıyla sabit olduğu halde davalıların M.K.nun 15. maddesi hilafına, yapılmış gibi gösterdikleri işlernlerin hüküm ifade etmiyeceği, keza genel kurulda asaleten Hazırun cetvelini imzalayan muris imzasının onun elinden çıkmadığının bilirkişi raporuyla belirlendiği, bu durumda talep yerinde ise de davanın T.T.K.nun 299. maddesinde öngörülen bir aylık sukutu hak süresi içinde açılmadığından 1 Şirketin feshine ilişkin istemin reddine, fakat sermayenin muris taşınmazlarının konulması suretiyle artırımına dair işlemler T.T.K.nun 392/2 maddesine uygun yapılmamış olmakla 2 batıl olduğu, hukuki hüküm ifade etmiyeceği gerekçesiyle murisin ayın olarak koyduğu üç parça taşınmazlarla ilgili işlemin iptaliyle şirket adına çıkan tapunun iptaline, muris ( veraset ilamındaki mirasçılar adlarına ) tapuya tescillerine şahıslar adına açılan davanın reddine hükmedilmiştir.
1 Dava, davalılardan Mehmet Alemdar inşaat Ticaret A.Ş.nin kuruluşuna dair 20.4.1992 tarihli ve 29.4.1992 tarihli sermayenin tezyidine dair genel kurul ( kararlarının iptaliyle ) şirketin feshi ve şirkete ayni sermaye olarak konulan üç parça taşınmazın şirket adına olan tapusunun iptaliyle muris Mehmet Alemdar terekesine iadesine ilişkindir.
Mahkemece, şirketin feshine ilişkin istem T.T.K.nun 299. maddesinin öngördüğü bir aylık sürede açılmadığı gerekçesiyle ( ret ) edilmişken, sermayenin tezyidine ilişkin 29.4.1992 tarihli genel kurul kararının iptalini doğurur şekilde aynı ( sermayenin terekeye iadesine ) hükmedilmiştir. Sermayenin tezyidine ilişkin 29.4.1992 tarihli genel kurul kararı Ticaret Siciline tescil ettirilmiş ve sicil gazetesinde de ilan edilmiştir. T.T.K.nun 392. maddesi uyarınca sermaye tezyidine dair kararlarda usulsüzlükler bulunsa dahi T.T.K.nun 299/2son maddesi uyarınca tescil ve ilandan itibaren bir aylık süre içerisinde davanın açılması gerekir. Sermaye tezyidine dair ilan 12.5.1992 tarihli sicil gazetesinde yapıldığı halde dava 18.9.1992 tarihinde açılmıştır. Bu duruma göre bir aylık dava açma süresi geçtikten sonra açılan bu dava süresinde değildir. Esasen 3.5.1993 tarihli genel kurulda davacılar muris payına istinaden şirkette pay sahibi de olmuşlardır. Bu halde davanın tümden reddi gerekirken kısmen kabul edilmesi bozmayı gerektirmiştir.
2 Öte yandan, kabul şekline göre de mirasçılardan davalı Necati adına isabet eden payın tapusunun bu davalı adına tescil edilmemesi de isabetli olmamıştır... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, davalı şirketin kuruluş ve sermaye artırımına ilişkin muamelelerin iptaliyle, şirketin feshi, şirket adına olan tapunun, sahtecilik nedeniyle iptali ve murisin terekesine iadesi istemlerine ilişkindir.
Yerel mahkemenin davanın kısmen kabulüne dair verdiği karar, Özel Dairece; T.T.K. 299. maddesinde öngörülen bir aylık hak düşürücü süre içerisinde davanın açılmamış olduğuna işaretle bozulmuştur.
Gerçekten T.T.K. 392. maddesi uyarınca, sermaye artırımına dair alınan kararlar hakkında usulsüzlük bulunduğundan bahisle açılacak davalar, aynı Yasa'nın 299/2. maddesi uyarınca tescil ve ilandan itibaren bir aylık süreye bağlanmıştır. Ancak, bu kararlara karşı tescil ve ilandan itibaren bir aylık dava açma zorunluluğu yalnızca, itirazın sahtelik iddiasına dayanmış olması halinde uygulanamaz.
Somut olayda da davacılar açıkça, miras bırakanlarının şirketin sermaye artırımına ilişkin toplantısına katılmadığını, bir kısım taşınmazlarının şirkete devrine ilişkin yazı altındaki imzanın da murise ait olmadığını ileri sürerek, sahtecilik iddiasında bulunmuşlardır.
Bu itibarla, yerel mahkemenin itirazı süresinde kabul ederek, işin esasıyla ilgili karar verilmesi gereğine değinen direnmesi yerindedir. Ne varki, mahkeme kararına yönelik temyiz itirazları incelenmemiştir. Hal böyle olunca dosya hükme yönelik temyiz itirazlarının tetkiki için dairesine gönderilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme yerinde ise de hükme yönelik temyiz itirazlarının tetkiki için dosyanın 11. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 3.5.1995 gününde oybirliği ile karar verildi.