 |
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1995/11-1113
K. 1996/173
T. 20.3.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA ve KARAR : Taraflar arasındaki "genel kurul kararının iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İzmir Asliye 2.Ticaret Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 14.4.1994 gün ve 1993/137 Esas, 1994/324 Karar sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 17.3.1995 gün ve 1994/4282-1995/2075 sayılı ilamı;
( ...Davacı vekili, 16.1.1993 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında üyelere ek ödemeler yükümlülüğü getirildiğini, kararın bütün ortakların 3/4'ünün müsbet oyu temin edilmeden alındığına, müyekkilınin karara muhalif kalmasına rağmen tatunağa geçirilmediğini ileri sürerek ek ödemelerle ilgili 16.1.1993 tarihli genel kurul kararının iptalini istemiştır.
Davalı vekili, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, bilirkişi raporu ile sabit görülen davanın kabulüne karar verilmiştir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 51/l.maddesine göre, Yasa ve anasözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça, genel kurul kararlarında oyların yarıdan fazlasına itibar olunur. Kükmü yer almıştır. Davalı Kooperatif anasözleşmesinin "Görüşme ve Karar nisabı" başlıkla 33.maddesinde yasa hükmüne paralel olarak"...konuların görüşülebilmesi için, kooperatifte kayıtlı ortakların en az 1/4'ünün şahsen veya temsilen toplantıda hazır bulunması şarttır. Genel kurulda Kararlar, ortaklar cetvelinde imzası bulunanların yarıdan fazlasının oyu ile alınır" denilmektedir.
Açıklanan bu düzenlemelerin ışığı altında, genel kurulda alınan kararların geçerli olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir. Davalı kooperatifin ortak sayısı 252 kişidir. Toplantıya asaleten ve temsilen 138 ortak katılmış ve ortaklar cetvelini, ( Huzurun cetvelini ) bu ortaklar imza etmişlerdir. İptali istenen göndem maddesindeki hususlann karara bağlanması için Anasözleşmenin 33/2.maddesinde yazılı ağırlaştırılmış çoğunluğun karar vermesine gerek yoktur. İptali istenen gündem maddesinin görüşülmesi sırasında salonda 96 ortak bulunduğu ve 55 kabul oyu ile gündemdeki hususların kabul edildiği anlaşılmaktadır. Bu kooperatitin ortak sayısı 252 olup % olan 63 kişi ile toplanıp bu, ortaklann yandan fazlası olan 32 kişi ile karar alabildiğine göre, 55 ortağın oyu ile alınan karar bu nedenle 1163 sayılı Kanun 51/1 ve Anasözleşmenin 33/1. maddesine uygun bulunmuştur. Nitekim aynı ilkeler dairemizin 23.11.1993 gün 5773/772, 30.12.1993 gün ve Esas no : 1993/2151 - Karar no : 1994/8826 sayılı kararında da aynen benimsenmiştir.
Yukarıda yazılı gerekçelerle 16.1.1993 tarihli genel kurulca alınan aidatlarla ilgili karar ek ödeme mahiyetinde bulunmadığından ve yeterli çoğunlukla alınmış olmakla usul ve Kanuna uygun bulunmakla davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI :
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü :
1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 51/1 maddesinde, Yasa ve Anasözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça, genel kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıdan bir fazlasına itibar olunur hükmüne yer verilmiştir. Bu kuraldan anlaşılacağı üzere, kooperatif genel kurullarında alınacak kararlar bakımından, anasözleşmeye özel bir karar yeter sayısı getirilebilir. Nitekim, davalı kooperatif anasözleşmesinin 33'üncü maddesiyle de, anılan yasa maddesine göre, özel bir karar yeter sayısı getirilmiştir.
Anasözleşmenin 33.maddesinin 2.fıkrasında da genel kurulda kararlar, ortaklar cetvelinde ( hazurun cetvelinde ) imzası bulunanların yandan fazlasının oyu ile alınır hükmü yer almıştır. bu fıkra, hiç bir duraksamaya meydan vermeyecek biçimde açıktır. Anasözleşmenin çok açık olan bu fıkrasının yorum yoluyla değerlendirilmesi ve bunun sonucu olarak karar yeter sayısının belirlenmesi olanaksızdır. Aksi halde, anasözleşmenin açık hükmünün uygulanması ihmal edilmiş olur. Bu tür bir uygulamanın da ortakların benimsemiş bulunduğu kooperatif anasözleşmesi hükümlerine aykırı düşeceği kuşkusuzdur.
Somut olayda, ortaklar cetvelini 138 ortak ve temsilci imzalamıştır. Bu durumda da, en az 70 ortağın olumlu oyu ile karar oluşabilir. 55 oyla alınan karar ise anasözleşmede öngörülen karar yeter sayasına aykın bulunmakla, genel kurul kararının iptaline ilişkin yerel mahkeme kararı doğrudur. 0 halde, usul ve yasaya uygun olan direnme kararı onanmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukanda açıklanan nedenlerle ( ONANMASINA ), oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davalı kooperatif anasözleşmesinin 33'üncü maddesi hükmüne göre, genel kurul toplantı nisabı ortak sayısının 1/4'ü olup, kararların ise, hazurun cetvelinde imzası bulunanların yarıdan fazlasının oyu ile oluşabileceği hükme bağlanmış bulunmaktadır. Görüldüğü gibi gerek toplantı, gerekse karar nisabı yönünden 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 45 ve 51'nci maddeleri ile anasözleşme hükümleri arasında bir fark bulunmamaktadır. Farklılık sadece anasözleşmede yer alan ( hazurun cetvelinde imzası bulunanlann ) kaydından kaynaklanmaktadır.
Acaba anasözleşmeye konulan bu kayıtla Yasanın 51'nci maddesinde anasözleşmeyle öngörülen ağırlaştırılmış nisab mı amaçlanmıştır? İlk bakışta oran ağırlaştırılması bulunmadığına göre bundan söz etmek mümkün değildir. 0 zaman, bu kayıt başlı başına nisabı ağırlaştırma amacına yönelik olarak mı sözleşmeye konulduğunun tesbiti gerekmektedir. Kooperatif genel kurulunun asgari toplantı nisabı sayısı ile toplanması halinde, yani ortak sayısının 1/4'ü ile genel kurulun toplanması durumunda karar nisabı da bu orana göre belirecek sayısın yarıdan fazla olacağına göre, yasada öngörülen asgari ortak sayısı ile karar alınabileceği sonucu kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. 0 halde, anasözleşmenin anılan hükmünde ilke olarak karar nisabını ağırla^tırma amacı bulunmamaktadır.
Bu durum karşısında dava konusu genel kurulda alınan karar bakımından anasözleşmede yer alan ( hazurun cetvelinde imzası bulunanların ) kaydının hangi amaçla kurulduğunun yorumlanması gerekmektedir. Bilindiği üzere BK.nun 18'nci maddesinde lafzi yorum terkedilmiş, tarafların gerçek iradesini onaya çıkaracak amaca uygun yorum kuralını getirmiştir. Ayrıca çağdaş hukukda, bu yorum metodun yanında, tereddüt halinde yorum yapılırken hukuki işlemi batıl kılacak yorum yerine, onu geçerli hale getirecek yorum tarzının tercih edildiği ( güven ilkesi ) nin de dikkate alınması gerektiği benimsenmektedir. ( Bkz.Prof.Dr.S.Sulhitekinay vd. Tekinay Borçlar Hukuku 5.Bası, İst.1985 Sh.193 vd., Prof.Dr.F.Necmeddin Feyzioğlu, Borçlar Hukuku, lst.1976 Sh.359 vd., Prof.Dr.Fikret Eren, Borçlar Hukuku, Ank.1991 4.Bası Sh.565 vd. ) Kooperatif genel kurullarında alınan kararların doğurduğu sonuçlar aadece ortaklar arasında değil, yönetimin seçilmesine ilişkin hallerde kooperatifin üçüncü kişilerle olan ilişkisinde de hüküm ifade edeceğine göre, kooperatif anasözleşmesinin anılan maddesinin yorumlanmasında güven ilkesinin dikkate alınması daha da önem kazanmaktadır. Aksi halde, anasözleşmede yer alan bu kaydın bu biçimde yani lafzi olarak yorumlanması halinde kooperatif genel kurullarında alınan kararların yıllar sonra batıllığı ileri sürülerek iptali sağlanacak ve kooperatiflerin üçüncü kişilerle olan ilişkileri dahi hükümsüz hale getirilebilecektir. Bu yorum tarzı ise yukarıda değinilen güven ilkesine ters düşmektedir.
Bunun dışında kooperatif genel kurullarının toplantı şekil ve usulleri de bu yorumda dikkate alınması gerekir. Bilindiği üzere hazurun cetveli, genel kurul toplantısına iştirak eden ortaklara toplantıya katıldıklarını imzaları ile tasdikine imkan veren bir belgedir. Ancak, bu belgede imzası bulunanların toplantıyı sonuna kadar izlemelerini ve kararlara katılmalarını zorlayacak bir yasal veya sözleşmesel düzenleme de mevcut değildir. Toplantıya başlangıçta katılan ortakların, daha sonra toplantıyı terketmeleri, toplantı nisabını etkilememesi kaydı ile mümkündür. Bu durumda genel kurul toplantı ve karar nisabını toplantının başlangıcındaki hazurun cetvelinde imzası .bulunan ortak sayısı ile değişmez yani statik bir kavram olarak kabul edilmesi, kooperatif uygulaması bakımından hem hayatın olağan akışına ters olması, hem de yasal bir dayanağı bulunmaması nedeniyle hukuken benimsenmesi zor olan bir görüştür. o halde, yukarıda açıklanan yasal ve olgusal özellikler dikkate alındığında genel kurul toplantılannda karar nisabının hesaplanmasında, her bir gündem maddesi görüşülürken o sırada genel kurulda hazır bulunan ortak sayısı asgari toplantı nisabını oluşturması ve bunların hazurun cetvelinde imzaları bulunması koşulları dikkate alınması gerekmektedir. Aksi halde, başlangıçta toplantıya katılan ortaklardan bir kısmının daha sonra toplantıyı terk etmeleri halinde ağırlaştırılmış bir karar nisabı bulunmadığı halde, toplantı nisabının mevcut olmasına rağmen karar nisabının mevcut olmadığı gerekçesiyle toplantının tatil edilmesi sonucu ortaya çıkacaktır ki bu kabul şekli kooperatiflarin bünyesi ile bağdaşması mümkün değildir. Nitekim dava konusu toplantıda bu sonuç ortaya çıkmaktadır.
Bu açıklamalar karşısında dava konusu gündem maddesirtin görüşülmesinde başlangıçta toplantıya katılan 138 ortaktan 42'sinin toplantıyı terkettiği ve geriye hazurun cetvelinde imzası bulunan ortaklardan 96'sı kaldığına göre, karar nisabında da 96 ortak sayısının dikkate alınması gerekmektedir. Anılan karar da bu sayının yarıdan fazlasını teşkil eden 55 ortakla alındığına göre, ortada gerek yasaya, gerekse anasözleşme hükümlerine göre geçerli bir karar mevcut bulunmaktadır.
Mahkemenin aksine beliren direnme kararının bozulması gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun anama kararına katılmıyorum.
Işıl Ulaş
H.Hukuk Dairesi Üyesi