 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1995/112
Karar no : 1995/381
Tarih : 12.04.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "ihbar ve kıdem tazminatı" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 1. İş Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 17.12.1993 gün ve 1992/187 E. 1993/847 K. sayılı kararın incelenmesi davacılar veili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 30.06.1994 gün ve 1994/5617 E. 1994/10421 K. sayılı ilamı: (...Davacının, davalıya ait işyerinde çalışırken aynı işyerinde çalışmakta olan bir kadın işçiye sarkıntılık yaptığı, olaya maruz kalan işçinin şikayeti üzerine düzenlenen tutanak içeriği, olayların akışı ve iş müfettişi raporunda yer alan açıklamalardan anlaşılmaktadır. Bu davranış İş Kanunu'nun 17/II. maddesi uyarınca işverene, iş akdini bildirimsiz ve tazminatsız fesih hakkı verir. Böyle olunca davacı ihbar ve kadım tazminatına hak kazanamaz. Buna rağmen isteklerin hüküm altına alınması usul ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresnde temyiz ediliği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava ihbar ve kıdem tazminatı istemine ilişkindir. Özel Daire ile yerel mahkeme rasındaki uyuşmazlık, davalı işverenin, davacının iş akdini haklı fesih hakkının doğmuş olup olmadığı noktasında toplamaktadır. Davalı işveren, davacının aynı yerde çalışmakta olan bir kadım işçiye sarkıntılık yaptığını ileri sürerek, davacının bu davarınışının kendisine İş Kanunu'nun 17/II. maddesi uyarınca iş akdini bildirimsiz ve tazminatsız fesih hakkı verdiğini ileri sürmesine karşın, davacı böyle bir olayın meydana geldiğini ve sarkıntılık fiilini işlediğine dair tutulan tutanağın hukuken geçerli bir belge bulunmadığını savunmuştur. Gerçekten mahkemece toplanan deliller bu konuda sonuca ulaşmada kanaat verici olmaktan uzaktır. Yalnızca olayla ilgili tutulan tutanak da savunmayı isbata yeterli değildir. Bu durumda mahkemece davalının delil istesiyle bildirdiği ve dinlenilmeyen tanıkların celbi suretiyle dinlenmeleri ve toplanan delillerin birlikte değerlendirilerek sağlılı bir çözüme ulaşılması gerekir. Bu yön gözetilmeden sadece şahitler adlarına ücret yatırılması gereğine ilişkin ara kararı ile yetinilip, ve karar gereğini yerine getirilmemesinden söz edilerek eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
O halde usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA) bozmada oybirliği, sebebine oyçokluğu ile karar verildi.