 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1994/95
Karar no : 1994/285
Tarih : 04.05.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "satış vaadi sözleşmesinin iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ceyhan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 16.9.1991 gün ve 1990/65 - 1991/453 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 5.11. 1992 gün ve 6519-8544 sayılı ilamı:
(... Davacı, davalılardan Mustafa'dan 15.11.1989 tarihli Noter satış vadi senedi ile 86,31 ve 32 parsellerdeki hissesini satın aldığı halde, tapuya şerh vermek için gittiğinde diğer davalı Adile lehine verilmiş 17.11.1989 tarihli şerhle karşılaştığını ileri sürerek, davalılar arasındaki 7.7.1989 tarihli satış vaadi senedinin muvazaa nedeniyle iptali ile tapudaki şerhin kaldırılmasını istemiştir.
Davalılar, muvazaa olmadığını bildirerek davanın reddine savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı Adile Özdemir tarafından temyiz edilmiştir.
Davacının yaptığı satış vaadi sözleşmesi 15.11.1989 tarihli olup, muvazaa sebebiyle iptalini istediğini ve tapuya şerh verilmiş olan satış vaadi sözleşmesi ise resmen noterde 7.7.1989 tarihinde, yani davacının dayandığı satış vaadinden yaklaşık 4 ay evvel yapılmıştır. Davacı, bu 4 ay evvel yapılmış olan resmi satış vaadi sözleşmesinin ne sebepten dolayı kendisine karşı muvazaa yapılması için düzenlendiğini açıklamadığı gibi dinlettiği tek bir tanık dahi iddiasını doğrulayacak nitelikte hiç bir beyanda bulunmamıştır. Ancak davacı dava dilekçesinde (her türlü delil) demek suretiyle yemin deliline de dayanmış olduğundan davacının, muvazaa iddiası hakkında bir yemin teklifine hakkı bulunduğunu hatırlatılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulü yönünde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 4.5.1994 tarihinde (BOZULMASINA), oybirliğiyle karar verildi.