Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1994/848
Karar no : 1995/75
Tarih : 15.02.1995

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Taraflar arasındaki "geçit hakkı" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bursa Asliye 1. Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 5.7.1993 gün ve 19936242-1993/535 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 28.3.1994 gün ve 641-3103 sayılı ilamı; (... 93 sayılı parselin evvelki malikinin 21.6.1993 günlü krodike işaretlenen çıkmaz yoldan komşuları bulunan 81 ila 94 sayılı parsellerin malikleri ile birlikte yararlanarak Karaoğlan Deresi üzerinden genel yola ulaştığı dosyadan anlaşılmıştır. Hal böyle olunca 93 sayılı parselin yeni malikinin de bu yollardan yararlanma olanağın bulunduğu bu hali ile taşınmazın malikinin yol için zaruri bir ihtiyaç içinde kalmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru değildir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca inclenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
 
KARAR : Medeni Kanun'un 671. maddesine göre genel yola çıkmak için "kafi yolu" bulunmayan taşınmaz sahibi, komşularından geçit hakkı isteyebilir.
Komşunun taşınmazından geçit isteyebilmek için maddenin öngördüğü bu kafi yol kavramını "zaruret hali" olarak anlamak gerekir. Çünkü bu istem neticede karşı tarafın mülkiyet hakkını sınırlayıcı bir taleptir. O nedenledir ki, gerek öğretide, gerekse uygulamada geçit zaruretinin iki şekilde ortaya çıkabileceği kabul edilmektedir. 1. hal, taşınmazın hiç yolunun bulunmamasıdır. Buna (geçit yoksunluğu) veya (mutlak geçit zarureti) denilmektedir. 2. durum ise (geçit yetersizliği)'dir ki, bir başka anlatımla (nisbi geçit zarureti) şeklinde de ifade edilmektedir.
Geçit hakkı isteminin ileri sürülmesi halinde mahkemece öncelikle bu iki halden hangisin söz konusu olduğuna bakılmalıdır.
İstemin mutlak geçit yoksunluğuna dayalı olması durumunda, hiç yolun bulunmaması sebebiyle, çekişmenin çözümü sadece en uygun yolun neresi olacağının belirlenmesi noktasında düğümlenir.
Geçit yetersizliğine dayalı olarak bir istemde bulunulması halinde ise, konu daha karmaşık ve çok boyutludur. Çünkü, öncelikle geçit yetersizliği kavramının değerlendirilmesi zorunludur. Yani mevcut yolun kafi olup olmadığının mahkemece takdiri gerekmektedir. Bu yetersizlik, çeşitli nedenlere dayandırılabileceğinden çözümde ancak dayanılan bu neden veya nedenlerin kabul edilebilir olup olmadığının etraflıca tartışılıp irdelenmesinden sonra ortaya çıkabilir. Bu sebepledir ki, geçit yetersizliğine dayalı olarak bir istemde bulunulduğu, mahkemece öncelikle bu yetersizliğin gerçekten söz konusu olup olmadığı üzerinde durulmalı, bu husus her yönüyle incelenip araştırılmalı, gerekli görülürse uzman bilirkişi veya bilirkişilerin düşüncelerinde de yararlanılmak suretiyle bir sonuca ulaşılmalıdır. Böylece bir geçit zarureti yetersizliğinin mevcut olduğu kabul edilirse, ondan sonra en uygun yolun neresi olacağının araştırılmasına geçilmelidir.
Somut olayda; davacı her ne kadar mutlak geçit yoksunluğundan söz ederek, 93 parsel numaralı taşınmazı için geçit hakkı istenmiş ise de, savunma ve yerinde yapılan keşifte düzenlenen kroki ile pafta örneğinden davacı taşınmazın güneybatı ucundan aşağıya doğru davacı taşınmazı gibi yolu olmayan onu aşkın parselin arasından inen ve geniş Karaoğlun Deresi'ne ulaşan bir çıkmaz yolun mevcut olduğu görülmüştür. Buradan da genel yola çıkıldığının ileri sürülmesine ve komşu parsel maliklerinden olan davalı tanıklarınca da bu hususun doğrulanmasına rağmen, mahkemece bu hususlar üzerinde yeterince durulmadan, eksik incelemeye, yetersiz bilirkişi düşüncesine, denetim ve değerlendirmeye elverişsiz krokiye müsteniden davanın kabulü yönüne gidildiği anlaşılmıştır.
Bu haliyle davanın mutlak değil nisbi geçit zaruretine dayalı olduğunun ve bu nisbiliğin de mevcut yolun yetersizliğine istinat ettirildiğinin kabulü zorunludur.
O halde, mahkemece, öncelikle yararına geçit istenen taşınmaz ile etrafındaki tüm parselleri ve ulaşılabilecek genel yolları gösteren kadastro paftası getirildikten sonra, yukarıda da vurgulandığı üzere, mevcut yolun gerçekten kafi olup olmadığının ve dereceden yararlanılarak genel yola çıkış olanağı verip vermediğinin, taraf kanıtları çerçevesinde etraflıca araştırılması, bu konuda uzman bilirkişilerin mütalaasına başvurulması ve ondan sonra bir neticeye varılması gerekir. Bu sonuca ulaşılırken de, İsviçre Federal Mahkemesi'nin bir kararının da belirtildiği üzere "eğer var olan çıkış yolları, eksikte olsa ulaşımı sağlıyorsa, böyle bir hakkın ileri sürülemiyeceği" (Senai Olgaç, Türk Medeni Kanunu Şerhi İstanbul, 1969 sh 672/4) ve "mevcut bir geçit bağının, sırf (kullanışsız) olmasının da bir geçit yetersizliği olarak kabul edilmesini gerektirmeyeceği" (Ergun Özsunay, Zaruri Geçit Hakkı, İstanbul-1968 Sh.47) hususları gözönünde tutulmalıdır.
Bu durumda uyuşmazlığın niteliğine göre, belirtilen inceleme ve araştırmalar yapılan yazılı gerekçe ile davanın kabulüne ilişkin kararda direnilmesi doğru değildir. O halde usul ve yasaya aykırı bulunan direnme kararı bozulmalıdır.
 
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle direnme kararının, yukarıda gösterilen sebepten ötürü HUMK.nun429.maddesi gereğince   BOZULMASINA istek halinde temyiz harcının geri verilmesine, 15.2.1995 gününde oybirliği ile karar verildi.
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini