Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1994/6-859
Karar no : 1995/77
Tarih : 15.2.1995

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • ŞUFA BEDELİ ( Taşınmazın dava tarihindeki değeri )
  • TAŞINMAZIN DAVA TARİHİNDEKİ DEĞERİ ( Şufa )
  • İYİNİYET İDDİASI ( İtiraz )
  • İTİRAZ
  • DEFİ
  • İDDİA VE SAVUNMANIN GENİŞLETİLMESİ YASAĞI
  • İSBAT KÜLFETİ ( Şufa da süre )
 
743/m.2,658,659
 
DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki "Şufa" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Samsun Asliye 4. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 6.12.1993 gün ve 1990/480-1993/667 sayılı kararın incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi üzerine;
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 19.4.1994 gün ve 3887 - 4518 sayılı ilamı:
( ... Şufalı pay 4.9.1987 tarihinde davalıya satılmış, davacı ise 9.11.1990 günü dava açarak, payın iptal ve adına tescilini istemiştir. Davalı, bir aylık hak düşürücü sürenin geçirilmiş olduğunu savunmuş, ancak savunmasını ispatlıyamamıştır. Bu durumda davanın süresinde açıldığının kabulü gerekir.
Uyuşmazlık, Şufa bedelinin satış tarihinde tapuda gösterilen bedel mi, yoksa dava açıldığı tarihte saptanacak bedel mi olacağının tesbitinde toplanmaktadır. Şufa bedelinin satıcı ile, davalı arasındaki anlaşmada kararlaştırılan bedel olması gerekeceğine dair yasada bir açıklık yoktur. Bu nedenle objektif olayların yarattığı kıymet değişikliklerinin, bir aylık hak düşürücü süre geçirildikten sonra açılan Şufa davalarında, davayı açan paydaşın ödeme borcuna yansıtılması icabeder. Bu itibarla davalı yargılama sırasında açıkça savunmamış olsa bile, hakimin kendiliğinden bu hususu gözönünde tutması gerekir. 20.6.1951 gün ve 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da hakimin hükümden önce re'sen nazara alarak tayin edeceği uygun bir süre içinde Şufa bedelinin yatırılmasına karar vereceği, daha sonra kaydın düzeltilmesine hükmedeceğini açıklaması bu görüşü doğrulamaktadır. Re'sen dikkate alınacak hususlar, hem uygun süre ve de onun esas bağlantısı olan Şufa bedelidir. Kaldı ki, payı alan davalı satış aktinin tarafı olduğu için ondan Şufa bedelinin tapuda gösterilenden daha fazla olduğu şeklinde savunma yapmasını beklemekte, yasanın ve özelliği olan Şufa davasının amacına ters düşer.
Özellikle, diğer paydaş ile, davalı arasında gerçekleştirilen ve Şufa hakkının kullanılmasına yol açan satış sözleşmesinden ve bir aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan Şufa davalarında, davacı paydaşın ekonomik ve objektif nedenlerle değişmiş yeni bedeli ödemeksizin tapuda gösterilen eski bedelle, payın tescilini talep etmesi Medeni Kanun'un 2. maddesinde tanımlanan objektif iyi niyet kuralı ile bağdaştırılamaz. Böyle bir davranış, davalıyı zorunlu olarak elinden çıkardığı gayrimenkul payı yerine eline geçen para ile aynı nitelik ve değerde bir başka gayrimenkul edinmek imkanından yoksun bıraktığı için fevkalede adeletsiz ve hakkaniyet duygusunu zedeleyici bir sonuç yaratır. 8.11.1991 gün 90/4-91/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı'nda da, iyiniyet iddiasının hukuki mahiyeti itibariyle def'i değil, itiraz niteliğinde bulunduğu vurgulandığından bu nitelikteki bedeli yönelik iddianın yargılama sona erinceye kadar iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağına tabii, olmadan davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkündür.
Açıklanan nedenlerle, Şufa hakkının kullanıldığı dava tarihi itibariyle Şufalı payın karşlığının ve davalının Şufalı payda kullanma nedeniyle yararlanma oranının saptanıp, davacının ödeme borcunun tayini ve bu bedelin yatırılmasına hükmedilmesi gerekirken, keşif tarihindeki Şufa bedelinin yatırılmasına karar verilerek davanın kabulü hatılıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun kararı da bu doğrultudadır... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosydki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Taşınmaz mal mülkiyetinin yasadan doğan daraltımlarından ( takyitlerinden ) biri de önalım ( Şufa ) hakkıdır. Yasal önalım hakkı, yenilik doğuran ( inşa-i ) bir haktır. Paydaşa bir payı üçüncü kişiye satılması durumunda o yer, alıcıya neye mal olmuş ise o miktar ile belirli süre içerisinde satın alma yetkisi verir.
Bu husus 20.6.1951 gün 13/5 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararı'nda da aynen vurgulanmıştır. Dava hakkının kullanılması için örgörülen belirli süre ise, satışın öğrenildiği tarihten itibaren başlayan ve niteliği gereği hakkın özünü etkileyen bir aylık hak düşürücü süredir.
Olayda, Özel Daire ile yerel mahkeme arasındaki uyuşmazlık, Şufa hakkına konu yapılan payın, dava tarihi ile keşif tarihi arasında üç yıl aşan bir sürenin geçmiş olması dolayısıyla, bu zaman kesiti içerisindeki ekonomik ve objektif nedenlerle meydana gelmesi kaçınılmaz bulunan değer düşüklüğünün, Şufa bedelinin belirlenmesinde nazara alınması gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. Gerçekten hakikatı yansıtmayan sicildeki düşük satış bedelinin kabul edilmesi, Şufa hakkının kullanıldığı tarih ile satış günü arasında geçen sürede taşınmazın değerinde, enflasyon ve diğer objektif nedenlerle meydana gelen artışların gözetilmemesi, hukukun amacı olan adaletin somutlaşmasını önlediği ve çıkarlar dengesini bozduğu tartışılmayacak kadar açık bir olgudur. Zira önalım hakkı sahibi, sebepsiz zenginleşirken alıcı olan davalı fakirleşmektedir. Şufa ( önalım ) hakkının kullanılması nedeniyle Şufa hakkı sahibi davacının, bedele ilişkin yükümlülüğü, hakka konu olan payın kullanıldığı tarihteki ( önceden kullanılmamış ise dava tarihi ) değeri olmalıdır. Nitekim bu görüş Hukuk Genel Kurulu'nun 5.5.1993 gün 761/192 sayılı emsal nitelikteki kararında da aynen benimsenmiştir. Bu itibarla Hukuk Genel kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesi doğru değildir. O halde Usul ve Yasa'ya uygun olmayan direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA) oybirliği ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini