 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1994/6-25
Karar no : 1994/277
Tarih : 27.4.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki "tahliye" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Nevşehir Sulh Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 27.5.1993 gün ve 1993/135 E. 359 K. Sayılı kararın incelenmesi davacı vekilli tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 17.9.1993 gün ve 1993/9198 E. 8635 K. Sayılı ilamı ile; (... 1.1.1988 başlangıç tarihli ve 2 yıl süreli ilk yazılı sözleşmenin taraflar arasında yapıldığı uyuşmazlık konusu değildir. Kiralananın 31.12.1992 tarihinde yine davalı tarafından verildiği yazılı belge ile sabittir. Bu taahhütnamenin kiralanana girilmeden alındığı, tarihleri sonradan doldurulduğu yolundaki savunmalara kanıtlanabilmiş değildir.
Böyle olunca, davalının diğer savunmasında ileri sürdüğü gibi bu taahhütnamenin tanzimden önce kiralananın 31.12.1991 tarihinde başka kişiye devredilip edilmediği, özellikle bu devire davacının rıza ve muvafakatının bulunup bulunmadığı önem arz etmektedir. Yazılı sözleşmede kiralananın başka kişiye devredilmesi yasaklanmıştır. Bu yazılı anlaşmanın aksine bir anlaşma ile davacının devire izin verdiği, kiralananın bu ize dayanarak başkasına devredildiği savunmasının yazılı delille ispatlanması icap eder. Böyle bir delil getirilmemiştir Kiralananın davalı tarafça kendiliğinden başkasına devredildiğini davacının bildiği uzun süre ses çıkarmama o üçüncü kişiden kira parası almak suretiyle devire zımnen rıza gösterdiği o kişinin kiracılığını benimsediği, dolayısıyla davalının kiracılık sıfatının kalmadığı ispatlanmış mıdır? Bu nokta üzerinde durulmalıdır. Davalının kiralanandaki işini başka yere 3.8.1991 tarihinde taşıdığını bildiren vergi dairesi cevabına rağmen davalı ile yeğeninin 1992 yılı ortalarına kadar kiralananı kullanmaya devam ettikleri orada birlikte aynı işi yürüttükleri şahitlerin birbirini doğrulayan ifadeleriyle sabittir. Ondan sonra davalını kiralanandaki işten ilgisini kestiği saptanamamaktadır. Bu noktada şahit ifadelerinde yeterli açıklık bulunmamaktadır. Bir şahit ifadesinde geçen üçüncü kişinin kira parası ödediği yolundaki beyana itibar edilse de o ödemenin asıl kiracı davası adına yapılmadığı belirlenmiş değildir.
Açıklanan bu hususlar ve bütün deliller bir arada değerlendirildiğinde tarafların arasındaki kira sözleşmesini feshettikleri kira ilişkisinin davalını yeğeni ile devamının açıkça kararlaştırıldığı, ya da davacının zımnen buna rıza gösterdiği kabul edilemez. Hal böyle olunca davalının kiracılığının devam ettiği tahliye taahhütnamesinin onun tarafından verildiği tahliye isteminin zamanında olduğu sabit olduğuna göre davanın reddedilişine ilişkin kararın bozulması gerekmiştir....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle. Yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429 maddesi 27.4.1994 gününde oyçokluğuyla karar verildi.