 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1994/559
Karar no : 1995/60
Tarih : 08.02.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "boşanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kartal 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 16.3.1993 gün ve 1992/563-19936134 sayılı kararın incelenmesi davalı tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 10.11.1993 gün ve 1993/9654-10659 sayılı ilamı:(... Yabancı memlekette tebliğ yapılacak kimse Türk vatandaşı olduğu takdirde tebligat o ülkedeki Türkiye siyasi memuru veya konsolosu yada bunların görevlendireceği memur ile yapılır (Tebligat Kanunu'nun md. 25. tüzük md.41). Konsolosluğun bulunduğu ülke posta idaresi aracılığı ile tebligat yaptırması yasaya aykırı olup, bu hal savunmayı kısıtlayan sonuca etkili usul yanlışlığıdır....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava MK'nun 134. maddesinden kaynaklanan, şiddetli geçimsizlik hukuksal nedenine dayalı boşanma istemine ilişkindir.
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, davalıya yapılan tebligatın geçerli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davalı Belçika'da ikamet etmekte olan Türk vatandaşıdır. Boşanma davasının açıldığı Kartal Asliye 2. Hukuk Mahkemesi'nce dava ile ilgili düzenlenen davetiye, Adalet Bakanlığı'na gönderilmiş, buradan Dış İşleri Bakanlığı'na intikal ettirilmesini takiben de, bu bakanlıkça gönderilen Belçika'daki Türk temsilciliği tarafında Belçika posta idaresi aracılığı ile davalıya ulaştırılmıştır. Oysa 1965 tarihli Lahey Sözleşmesi'ne göre, gönderilecek devlet itiraz etmediği takdirde, adli belgelerin yabancı memleketlerdeki kişilere tebliğ için davanın açıldığı ülkedeki mahkemece doğrudan uluslararası iadeli taahhütlü posta ile gönderilebilmesi kabul edilmiştir.
Adalet Bakanlığı'nın birçok kez yayınladığı ve en son 5.2.1995 tarihli resmi gazetede yayınlanan ve önceki yıllarda tebliğlerinde geçerliliğini sürdürdüğü belirtilen tebliğe göre; Belçika, bu yolda yapılacak adli tebligatlara itiraz etmeyen ülkeler arasında gösterilmiştir. Bu durumda mahkemenin davalıya gerek Tebligat Kanunu ve Tüzüğü'ne, gereksede 1965 tarihli Lahey Sözleşmesi'ne aykırı biçimde yaptığı tebliğ tarihi dahi gösterilmediği gibi HUMK'nun 213 ve 377. maddelerine de uygun bulunmayan tebligatın, geçerli olduğunun kabul edilmeyeceği aşikardır.
O itibarla, açıklanan ek gerekçelerle Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen davalıya yapılan tebligatın yasaya aykırı olduğuna işaret eden özel daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesi doğru değildir.
O halde, usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının özel daire bozmasında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA) oyçokluğu ile karar verildi.