 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1994/55
Karar no : 1994/395
Tarih : 08.01.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "müdahalenin önlenmesi - kal" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bursa 4. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 31.3.1993 gün ve 1992/865-1993/318 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi'nin 21.6.1993 gün ve 1993/6319-7993 sayılı ilamı:
(...Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 44. maddesi hükmüne göre mevcut çekme kat yerine tam kat yapılması halinde de kat malikleri kurulunun bu konuda oybirliği ile alacakları bir kararın varlığı zorunludur. Davalı bağımsız bölüm malikinin münferiden bir muvafakat vermiş olması yeterli olmadığı gibi, mahkemece sadece şahit beyanlarına dayanarak muvafakatın varlığı kabul edilmiş ve bu suretle davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı 2981 sayılı Kanun'un 16. maddesinin 3290 sayılı Kanunla eklenen fıkra hükmü uyarınca İmar Kanunu'na getirilen aftan yararlanma konusunda herhangi bir savunmada bulunmamış (ki öyle bir savunma ancak ana gayrimenkulde kat mülkiyetine geçilmemiş ve kat irtifakı kurulmuş bulunan hallerde geçerlidir). Esasen inşaatın yapıldığı tarih itibariyle de sözü edilen madde hükmünden yararlanma olanağına da sahip olmadığı cihetle davanın kabulüne karar verilmesi gerekir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Davacı, bodrum, zemin ve teras katı havi, 5 katlı ve 13 daireli apartmanda 11 numaralı dairenin maliki, davalı ise 13 numaralı teras kat malikidir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'ndan kaynaklanmaktadır.
11 Numaralı bağımsız bölüm maliki davacı, 13 numaralı teras kat maliki davalının, apartmanın ortak yerlerinden olan terasın 40 m²'lik kısmında projeye aykırı, kaçak inşaat yaparak kendi taşınmazına kattığını ileri sürerek, müşterek yere el atmasının yıkım suretiyle önlenmesini istemiştir.
Mahkemece uzman bilirkişi aracılığı ile yapılan keşifte; davalının, 198 m² yüzölçümündeki açık terasın binanın mimarı projesine aykırı olarak 40 m²'lik kısmını üstüne kapatıp duvarla örerek kendi binasının salonuna kattığı saptanmıştır.
Terasların kural olarak 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 4. maddesi gereğince ortak yerlerden bulunduğunun kabulü gerekir.
Terasa, apartmandaki diğer kat maliklerinin, davalıya ait teras katın bağımsız bölümünden çıkabilmeleri, yasa gereği terasın ana gayrimenkulün ortak yerlerden oluştuğuna ilişkin niteliğini değiştiremez.
Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 19. maddesinde de; kat maliklerinin, ana gayrimenkulün mimari durumunu korumaya mecbur oldukları vurgulandıktan sonra, gayrimenkulün ortak yerlerinde, bütün kat maliklerinin rızası olmadıkça, herhangi bir inşaat ve tesis yapılamayacağı hükme bağlanmıştır.
Mimarı projeye aykırı olarak, ortak yere yapılan inşaatda, muvafakatin yazılı belge ile kanıtlanması zorunludur. Sözlü muvafakat verildiğine ilişkin ileri sürüşün, tanık ifadeleri ile isbatı mümkün değildir.
Bu itibarla; davalıca apartmanın ortak yerlerinden olan terasın 40 m²'likkısmına, kat maliklerinin ve davacının muvafakatinin bulunduğuna dair hiçbir belge ibraz edilmeden, ana gayrimenkulün mimari projesine aykırı olarak kaçak inşaat yapılmak suretiyle vaki müdahalenin yıkım suretiyle önlenmesine ilişkin davanın kabulü gerekirken, redde dair önceki kararda direnilmesi doğru değildir. O halde usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK. nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 08.01.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.