 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1994/48
Karar no : 1994/459
Tarih : 22.06.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "itirazın kaldırılması-Tahliye" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 3. İcra Hakimliğince davanın reddine dair verilen 15.4.1993 gün ve 1993/31-312 sayılı kararın incelenmesi her iki taraf vekilince istenilmesi üzerine;
Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 8.6.1993 gün ve 1993/6492-10333 sayılı ilamı:
(.. Takip dayanağı kira tesbit ilamında taşınmazın aylık kira bedelinin 1.5.1991 tarihinden geçerli olmak üzere, 17.638.000 liradan 45.000.000 liraya yükseltilmesine karar verilmiş ve 26.10.1992 tarihinde kesinleşmiştir. Kira tesbit kararında tesbit edilen kira bedeline KDV.nin dahil olmadığı belirtilmediğine göre bu miktara KDV.nin dahil olduğunun kabulü gerekir. Mercice yaptırılan bilirkişi incelemesinde 1.5.1991 ila Kasım 1992 ayları arası kira farkları alacağının 519.878.000 lira olduğu belirlenmiş, borçlu ise 30 günlük süre içersinde 516.812.500 lira ödenmiştir. 3.065.500 lira noksan ödemesi mevcut olup bu miktar üzerinden itirazın kaldırılması talebinin kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine, noksan ödeme nedeni ile borçlunun temerrüdü gerçekleştiğinden kiralanandan tahliyesine, tarafların tazminat talepleri bulunduğu gözetilerek kabul ve red edilen miktarlar üzerinden tazminata hükmedilmesi gerekirken, davanın red edilmesi isabetsizdir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildikleri anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Kesinleşen mahkeme kira tesbit ilamına göre; 1.5.1991 tarihi ile Kasım 1992 ayları arası kira farkları alacağının, davacıya tamamen ödendiği dosya içeriğinden açıkça anlaşılmaktadır.
Bu itibarla; mahkemenin olayda temerrüt olgusunun gerçekleşmediğine değinen direnmesi doğrudur. Ancak; davada İ.İ.K.nun 68. maddesine dayanılarak itirazın kaldırılması talep edilmiştir. İstek kısmen kabul edilmiştir. Oysa itirazın kabulü halinde; iyi ya da kötü niyet araştırmasına gerek olmadan tazminata hükmedilmesi gerekir.
Bu nedenle; tarafların tazminat talepleri de bulunduğu gözetilerek, kabul ve reddedilen miktarlar üzerinden tazminata hükmedilmesi gereğine işaret eden ve Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen bozmanın bu kısmına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi doğru değildir.
O halde usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüne hükmün yukarıda belirtilen nedenden ötürü yalnızca tazminat isteminin reddine ilişkin kısmı yönünden (BOZULMASINA) 22.6.1994 tarihinde oybirliği ile karar verildi.