 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1994/442
Karar no : 1994/619
Tarih : 19.10.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "muaraza ve elatmanın önlenmesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bakırköy Asliye 7. Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 18.12.1991 gün ve 142-783 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 15.4.1993 gün ve 3584-1740 sayılı ilamı:
(.. Taraflar arasındaki sözleşmede inşaata yapılacak bağımsız bölümlerin adedi gösterilmiş ve bunun dışında kalan yerlerin yükleniciye bırakılacağı belirtilmemiştir. İnşaat sözleşmesindeki şartlara aykırı yapılıp iki daire fazladan elde edilmiştir. Bu durumda bu iki dairenin taraflara sözleşmedeki payları nisbetinde verilmesi gerekir. Ancak, bu dairelerin teker teker paylaştırılması halinde sözleşmedeki oranı tutmayacağı açık olup bu durumda meni müdahale kararının infazı mümkün olmadığı gibi, dava konusu daireler imar mevzuatına aykırı biçimde yapıldığından mahkemece verilen bu kararın durumu yasallaştırması ve idareyi bağlaması da söz konusu değildir. Ne varki, taraflar arasında sözleşme dışı yapılan bu daireler üzerinde ihtilaf çıktığından ve dava konusu olduğundan bu ihtilafın çözümlenmesi de gerekmektedir.
Bu durumda mahkemece dava konusu daire üzerindeki muarazanın her iki daire nazara alınarak davacının sözleşmedeki payı nisbetinde men'ine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde sözleşmedeki oran gözetilmeden davanın reddedilmesi doğru görülmemiştir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava konusu taşınmaz; müşterek mülkiyet üzere olup, taraflar "paydaş" durumdadır.
Çekişmeli bağımsız bölümün, arsa sahipleri ile yüklenici arasında yapılan "Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve İnşaat Sözleşmesi"ne ve buna uygun onaylı inşaat projesine aykırı biçimde, yüklenici tarafından "kaçak" olarak yapıldığı tartışmasızdır.
Taraflar arasında düzenlenen sözleşmede, onaylı inşaat projesi dışında binaya kat eklenmesi durumunda, bu yerdeki paylaşım ile ilgili bir anlaşmanın bulunmadığı görülmektedir.
Binada, kat irtifakı kurulmadığı gibi, kat mülkiyetine de geçilmiş değildir.
Çekişmeli taşınmaz, projesine aykırı inşa edilmişse de, bunun için yüklenicinin bir emek ve masraf sarfettiği de kuşkusuzdur.
Projeye aykırı "kaçak inşaatın iskan müsaadesinin verilmemesi ve yıktırılması, idarenin görevleri cümlesindendir. Ancak, yaratılan eylemli durumun da çözümsüz bırakılmaması icab eder.
Olaya bu açıdan yaklaşıldığında, taraflar arasındaki uyuşmazlığın "müşterek mülkiyet" üzere bulunan taşınmazda, paydaşın paydaş aleyhine açtığı "elatmanın önlenmesi" davası olarak nitelendirilmesi gerekir.
Hal böyle olunca, dava konusu bağımsız bölümün tamamının davalının işgal ve tasarrufunda bulunduğu da tartışmasız olduğuna göre, davacının "tapu" daki payı oranında davalının elatmasının önlenmesine karar verilmesi icap eder.
Açıklanan gerekçelerle, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi doğru değildir.
O halde, usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda açıklanan Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerle (BOZULMASINA), 19.10.1994 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.