 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1994/423
Karar no : 1994/466
Tarih : 29.06.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "ihbar kıdem ve kötüniyet tazminatı" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 1. İş Mahkemesi'nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 28.5.1993 gün ve 1991/197 Esas-1993/361 Karar sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 14.2.1994 gün ve 1993/12745 E. - 1994/2219 K. sayılı ilamı;
(.. Davacı, davalıya ait Bakırköy'deki işyerinde çalışmakta iken belediyenin aldığı kadar gereği işyerinin peyderpey Çorlu'ya nakledildiği, davacının çalıştığı ünitenin 1985 yılında nakli sırasında, Çorlu'daki işyerinde çalışmak istemeyen işçilere kıdem tazminatlarının ödendiği, davacının da Çorlu'daki işyerine gitmeyeceğine dair dilekçe verdiği ve kendisine 2.7.1985 tarihinden önceki çalışmalar için kıdem tazminatının ödendiği ancak davacının daha sonra Çorlu'ya giderek 1.8.1985 tarihinde orada yeni bir hizmet akdiyle çalışmaya başladığı ve 3.2.1991 tarihinde de İş Kanunu'nun 13. maddesi uyarınca iş akdinin işverence feshedildiği, dosyadaki bilgi ve belgelerle dava dilekçesindeki açıklamalardan anlaşılmaktadır.
Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre, işçinin gerçekte iş akdi feshedilmediği halde, ileride kendisine daha az kıdem tazminatı ödemek amacıyla girdi çıktı yapılarak kıdem tazminatının ödenmesi halinde, işçinin aralıksız çalıştığı tüm hizmet dikkate alınarak son ücreti üzerinden kıdem tazminatı ödenmesi gerekir.
Dava konusu olayda ise, böyle bir durum söz konusu değildir. Gerçekten, işyerini Bakırköy'den Çorlu'ya nakli üzerine, davacının Çorlu'ya gitmek istememesi nedeniyle işverene dilekçe vermiş, bunun üzerine de kendisine kıdem tazminatı ödemiştir. Davacının bir ay sonra Çorlu'daki işyerinde yeniden çalışmaya başlaması ve işe alınması, işverenin davacıya kıdem tazminatı öderken kötüniyetle ve ileride daha az kıdem tazminatı ödemek amacıyla hareket ettiğini göstermez.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, somut olayın özellikleri ve Dairemizin yerleşmiş içtihatları karşısında davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA) 29.6.1994 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.