 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E:1994/3-174
K:1994/336
T:18.05.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KARAR
Taraflar arasındaki "kira tesbiti" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kayseri 2.Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 12.11.1992 gün ve 1992/556-882 sayılı kararın incelenmesi davalı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 10.6.1993 gün ve 1993/655-636 sayılı ilamı ile; (... Taraflar arasında yapılan sözleşmede dava konusu yer için tarla denildiği halde mahkemece dava konusu mecurun niteliği itibariyle 6570 sayılı Yasaya mı yoksa Borçlar Kanununa tabi yerlerden mi olduğu yeterince araştırılmaksızın karar verilmiştir.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş yeniden tetkikat icra ettirip mecur 6570 sayılı Yasaya tabi yerlerden mi yoksa Borçlar Kanunu hükümlerine tabi yerlerden mi olduğu araştırılmalı ve eğer Borçlar Kanununa tabi yerlerden ise miktar itibariyle görevsizlik kararı verilmelidir.
Mecur hakkında yeterli araştırma yapılmadan eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gozönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Davalı
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kiralananın 720.000.-TL olan yıllık kira parasının, 4.500.000.-TL'sına çıkartılması istemine ilişkindir.
Özel Daire ile yerel mahkeme arasındaki uyuşmazlık, kiralananın niteliğine göre, olayda Borçlar Yasasının mı yoksa, 6570 sayılı Yasanın mı uygulanması gerektiği noktasında toplanmaktadır.
Taraflar arasında yapılan 4.6.1991 başlangıç tarihli ve l yıl süreli sözleşmede, kiralanan taşınmaz açıkça tarla olarak gösterilmiş olup musakkaf değildir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki; kira parası, Borçlar Yasasının 248.maddesinde alan.,kira akdinin esaslı unsurlarındandır. Yine, kiralanan taşınmazın, niteliği itibar ile 6570 sayılı Yasanın uygulama alanı içinde bulunması durumunda asıl olan, kira müddetinin sonunda da kira akdinin devam etmesidir. Ancak kira parasına ilişkin olarak, tarafların ihtilafa düşmeleri halinde sözleşmede doğan bu boşluk, 18.11.1964 tarih 2/4 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararı uyarınca Hakim tarafından doldurulur. Borçlar kanununa tabi olan yerlerde ise, akit kural olarak sözleşmede öngörülen süre hitamında sona erer ve mecurun kira parası hakkında taraflar arasında anlaşmazlık bulunması durumu da akdinin asli unsurlarından olan kira bedeli konusundaki uyuşmazlık nedeniyle artık devam eden bir kira sözleşmesinin varlığından söz etme olanağı yoktur.
Somut olayda; dava konusu kiralananın tarla niteliğinde bulunduğu ve musakkaf olmadığı, duraksamaya yer bırakmayacak derece açık bir olgudur.
Bu itibarla "kiralananın Borçlar Kanununa tabi yerlerden olduğu ve ortada devam ettiğinden söz edilebilecek bir kira akti de bulunmadığına göre, dava değeri gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken önceki kararda direnilmesi doğru değildir.
O halde usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının HUMK. nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 18.5.1994 gününde oyçokluğu ile karar verildi.