 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1994/377
Karar no : 1994/431
Tarih : 22.06.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "meni müdahale" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kırklareli Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 31.12.1992 gün ve 515-854 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 1.Hukuk Dairesi'nin 16.6.1993 gün ve 5150-7984 sayılı ilamı:
(...Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Davalı, sözleşme uyarınca çekişmeli taşınmazdan yararlandığını savunmuştur.
Davacı taşınmazın kayden malikidir. Dosyada bulunan noter sözleşmesinden, çekişmeli parsel üzerindeki evin enkaz bedeli üzerinden davalı murisince satın alındığı enkazın ona aidiyetinin belirlendiği bunun yanında, taşınmazdan davacının muvafakatı ile davalı murisinin yararlandığı anlaşılmaktadır. Bilindiği gibi, arzın, mütemmimi durumundaki binanın, arzdan ayrı temliki mümkün değildir. Nevar ki, mütemmimden yararlanma hakkının devrine engel de yoktur. Nevarki, muvafakatın bir süreye bağlı olmaksızın verildiği düşünülmelidir. Bu durumda kayıt maliki davacının dava açmakla muvafakatını geri aldığı davalının binadan yararlanmasının hukuki dayanağının kalmadığı nazara alınarak davanın kabulüne karar vermek gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm tesisi doğru değildir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle davalıya çekişmeli taşınmaz üzerinde harap vaziyette bulunan evin enkazı satılmıştır. Enkaza yönelik satış, satın alana, enkazın üzerinde bulunduğu taşınmazın mülkiyeti üzerinde bir ayni hak bahşetmez. Mülkiyet belgesi olan çap ile üzerinde bulunan ana gayrimenkule tabi olması gereken mütemmim cüzden doğan kişisel hakkın karşılaşması halinde aynı hakka üstünlük tanınmak suretiyle çözüme ulaşılacağı da kuşkusuzdur. Bu itibarla mevcud delillerin değerlendirilmesi suretiyle çapa dayalı elatmanın önlenmesi davasının kabulü gerektiğine işaret eden ve Hukuk Genel Kurulu'nca da aynen benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi doğru değildir. O halde usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA) oybirliği ile karar verildi.