 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1994/332
Karar no : 1994/499
Tarih : 06.07.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "menfi tesbit" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen 25.5.1992 gün ve 1990/499 E-1992/550 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 7.7.1993 gün ve 1992/10042 E-1993/-4990 K. sayılı ilamı:
(... Davacı A.Ş.nin Yönetim Kurulu Üyesi olan davalı Ayşe Serap Erdöş'ün 10.6.1982 tarih ve 7 sayılı Yönetim Kurulu kararı ile şirketi tek başına temsile yetkili kılınıp, bu durumun ticaret siciline tescil edilerek, 15.7.1982 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi ile ilan olunduğu 3.1.1986 tarihine kadar bir genel kurul toplantısı yapılmadığı ve temsile yeni bir kararın sicile tescil ve ilan edilmediği, bu tarihte yapılan genel kurul toplantısı ile yeni bir yönetim kurulu seçildiği anlaşılmaktadır. Davacı şirketi 10.6.1983 tarihinde de istifaen ayrılmış ve şirketi temsilen dava konusu senedi imzaladığı 22.2.1985 tarihinde temsile yetkili olmadığı anlaşılıyor ise de, bu şahsın şirketi tek başında temsile yetkili olduğu hususu Ticaret Sicilinde tescil ve ilan edildiğine göre temsil yetkisinin sona erdiğinin de tescil ve ilanı gerektiğinden (T.T.K. 33. madde) iyiniyetli üçüncü kişilere karşı temsil yetkisinin devam etmekte olduğunun kabulü gerekir.
Ancak, davacı dava konusu senedin lehdarı davalı Ali Günay Çifter'in şirkette bir süre yöneticilik yaptığını ve senedi imzalayan Ayşe Serap Özsoy'un dayısı olduğunu, hamil davalı Gülen Erdöş'ün ise Ali Günay Çifter'in kardeşi, Ayşe Serap Özsoy'un ise Annesi olduğunu bu itibarla Ayşe Serap Özsoy'un şirket adına imzaladığı dava konusu senedi temsil yetkisi olmadığı halde imzaladığını bildiklerini ve iyiniyetli müktesip olmadıklarını iddia ettiğine göre, mahkemece davacının bu iddiası üzerinde durulup delilleri toplanarak varılacak sonuç dairesinde bir karar verilmek gerekirken, bu husus gözden kaçırılarak yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir...)gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
KARAR : Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve Usulün 2494 sayılı Yasa ile değişik 438/2. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip, dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA oybirliğiyle karar verildi.