Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E.  1994/2-625
K.  1994/905
T.  28.12.1994

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
VERASETİN İPTALİ
GENELLİK VE EŞİTLİK İLKESİ
MİRASA İLİŞKİN HAK EHLİYETİ
YABANCI UNSURLU VERASET DAVALARI
KANUNİ TAHDİTLER
KARŞILIKLI İŞLEM (MÜTEKABİLİYET)
 
KARAR ÖZETİ: "Her şahıs medeni haklardan istifade eder. Kanun dairesinde haklara ve borçlara ehil olmakta herkes müsavidir."
 
Genellik ve eşitlik, hak ehliyetinin temel niteliğini oluşturmakla birlikte bu özellikler mutlak değildir. Mirasa ilişkin hak ehliyetinin, kanunla sınırlanması mümkündür. Farklı yapı ve durumlar için değişik düzenleme eşitlik ilkesine aykırı olmaz. "Miras, ölenin milli hukukuna tabidir. Türkiye'de bulunan taşınmaz mallar hakkında Türk Hukuku uygulanır. Mirasın açılmasına, iktisabına ve taksimine ilişkin hükümler terekenin bulunduğu yer hukukuna tabidir. Yabacı unsurlu veraset davalarında hak ehliyetini tesbit bakımından kanuni tahditler ve mütekabiliyet (ülkeler arasında karşılıklı işlem) esaslı unsurlardandır.
 
Bu itibarla, özellikle taşınmaz mallar bakımından, mirasın açıldığı tarih itibariyle, ilgililerin mirasçı olma ehliyetine sahip olup olmadıkları araştırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
 
(2709 s. Anayasa m. 35)
(743 s. MK. m. 8,51 7,51 9,439,633)
(2644 s. Tapu K. m. 35)
(2675 s. MOUHK. m. 8,22)
 
 
Taraflar arasındaki "verasetin iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, (Beylikova Sulh Hukuk Mahkemesi)nce davanın kabulüne dairverilen 4.3.1993 gün ve 1991/28-1993/22 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 18.10.1993 gün ve 1993/8707-9413 sayılı ilamıyle; (... Davacılardan Menka, Bulgar uyrukludur.
 
Tahdidi mutazamının kanun hükümleri yerinde kalmak ve karşılıklı olmak şartı ile yabancı hakiki şahıslar Türkiye'de gayrimenkul mallara temellük ve tevarüs edebilirler "Tapu Kanunu md.35". Kanun karşılıklılık esasının ne şekilde belirleneceğini açıklamamıştır. Türk yabancılar hukukunun genel ilkelerinden olan karşılıklı işlem (mütekabiliyet) esası en az iki devlet arasında uygulanan ve her birinin ülkelerinden diğerinin vatandaşına aynı mahiyetteki hakları karşılıklı tanımalarını ifade eder.
 
Bu ilke anlaşma ile tanıma yanında, iç mevzuat bakımından bir engel koymama biçiminde yazılı hukukta yer alabilir. Ancak, en önemli nokta 28.5.1927 günlü, 1062 sayılı Kanunda ifade edildiği üzere idari karar veya istisnai kanunlarla Türk uyruklular bakımından mülkiyet haklarının kısmen veya tamamen sınırlanıp sınırlanmadığının daha açık bir ifade ile fiili durumun belirlenmesidir.
 
Yabancı ülke mevzuatında bir engel olmamakla beraber Türk vatandaşlarının o ülkede taşınmaz mal edinmeleri şu veya bu biçimde fiilen engelleniyorsa, Tapu Kanununun 35. maddesinde açıklanan edinme engelinin bulunmadığını söylemek mümkün değildir.
 
Öte yandan, taşınmaz malın bulunduğu yer bakımından da durumun araştırılması gerekir. Mesela, yabancı ülke kendi sahillerinde gayrimenkul edinmeyi yalnızca kendi vatandaşlarına hasretmişse, bizim mevzuatımız bakımından engel olmasa bile sahildeki taşınmaz malın yabancı tarafından edinileceği kabul edilemez.
 
Tüm bu yönler gözetilerek yetkili mercilerden (Dışişleri Bakanlığı'ndan) davacının tabiyetinde bulunduğu ülke mevzuatı ve fiili durum. sebebiyle Türk vatandaşlarının taşınmaz mal edinmelerine engel bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir. Yalnız hukuki durumu belirleyen belgeler hükme esas alı namaz. Bu yönler gözetilmeden hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.
 
Muris Hanife, 1985 tarihinde ölmüştür. Miras, ölümle açılır (MK. md. 517). Mirasçı olabilmek için murisin vefatında mirasçılığa ehil olarak sağ olmak yeterlidir. Şu halde bir kişinin mirasçılığa ehil olup olmadığını murisin ölüm gününe göre araştırılıp değerlendirmek gerekeceğinden 1985 tarihinde Bulgaristan'ın fiilen ve hukuken Türk vatandaşlarına taşınmaz mal edinme hakkı tanıyıp tanımadığı Dışişleri Bakanlığı'ndan sorulmalı sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.) gerekçesiyle bozularak, dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
 
Temyiz eden: Davalı vekili.
 
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
 
Miras, ölen bir gerçek kişinin mamelekinin hayatta bulunan gerçek veya tüzel kişilere geçişidir. Anayasamız tarafından temel haklar arasında teminat altına alınmış; kamu yararı amacıyla kanunla sınırlanabileceği hükme bağlanmıştır (Anayasa 35). Öte yandan, Medeni Kanunun 517. maddesinde mirasın, ölümle açılacağı belirlendikten sonra, Anayasaya paralel olarak 519. maddede ancak ehil olanların mirasçı olabileceği kabul edilmiş; kimlerin ne oranda mirasçı olabileceği 439 ve müteakip maddelerde açıklanmıştır.
 
Şu halde mirasçılık belgesi, muris ile mirasçılar arasındaki kanuni veya ölüme bağlı tasarrufla oluşan bağı; mirasçıların, mirasın açıldığı anda sağ olduklarını veya cenin olup sağ doğduklarını; Türk Kanunlarına göre mirasçı olmaya hak ehliyetlerinin bulunduğunu ve yine Türk Kanunlarına göre terekedeki payları gösterir.
 
Hukukumuzda (Mansup mirasçılar için olanlar hariç) özel bir düzenleme ile belirlenmeyen veraset belgesi, çekişmesiz yargı yolu ile mahkemelerce verilmekte olup (HUMK.8); unsurlarından biri üzerinde ihtilal halinde, çekişmeli yargı yolu ile iptali ve doğrusunun düzenlenmesi mümkündür. Bir yargı işlemi olması sebebiyle; hakim, düzenleme sırasında tüm Türk Kanunlarını gözetmek zorundadır (HUMK.76).
 
Medeni Kanunun 519. maddesinde yer alan ehliyetin, aynı Kanunun 8. maddesinde genel olarak düzenlenen hak ehliyeti olduğu yönünde görüş birliği oluşmuştur. "Her şahıs medeni haklardan istifade eder. Binaenaleyh KANUN DAİRESİNDE haklara ve borçlara ehil olmakta herkes müsavidir" (MK.8).
 
Genellikle ve eşitlik, hak ehliyetinin temel niteliğini oluşturmakla birlikte, bu özellikler mutlak değildir. Anayasanın yukarıda değinilen 35. Maddesinin verdiği imkan çerçevesinde mirasa ilişkin hak ehliyetinin kanunla sınırlanması mümkündür. Farklı yapı ve durumlar için değişik düzenleme eşitlik ilkesine aykırı olmaz. Bu cümleden olarak yabancı unsurlu hukuki ilişkilerde hak ehliyeti 2675 sayılı Kanunla düzenlenmiştir. "Hak ve fiil ehliyeti ilgilinin milli hukukuna tabidir... Aile ve miras hukuku ile yabancı ülkedeki taşınmaz mallar üzerindeki aynı haklara ilişkin işlemler bu hükmün dışındadır" (2675 s. Kanun m.8). "Miras, ölenin milli hukukuna tabidir. Türkiye'de bulunan taşınmaz mallar hakkında Türk Hukuku uygulanır. MİRASIN AÇILMASINA, İKTİSABINA ve taksimine İLİŞKİN HUKUMLER TEREKENİN BULUNDUGU YER HUKUKUNA TABİDİR. Türkiye'de bulunan mirasçısız tereke devlete kalır" (2675 s. Kanun m.22) denmek suretiyle yabancılar bakımından yapılan düzenlemelerin dikkate alınması zaruretine açıklık getirilmiştir. İşte bu açıklamalar çerçevesinde Medeni Kanunun 519. maddesinde yer alan mirasçılığa hak ehliyetini, yabancılar bakımından araştırırken, Kanunlarda yer alan kısıtlamaları da dikkate almak gereklidir.
 
Tapu Kanununun 35. maddesinde; "Tahdidi mutazammın kanuni hükümler yerinde kalmak ve karşılıklı olmak şartıyla yabancı hakiki şahıslar Türkiye'de gayrimenkul mallara temellük ve tevarüs edebilirler" hükmü yer almaktadır. Gerek bu hüküm ve gerekse 2675 sayılı Kanunun yukarıda açıklanan hükümleri sebebiyle yabancı unsurlu veraset davalarında, hak ehliyetini tesbit bakımından kanuni, tahditler ve mütekabiliyet (ülkeler arasında karşılıklı işlem) esaslı unsurlardandır.
 
Hukuk Genel Kurulu'nda yapılan müzakereler sırasında, veraset belgesinin münhasıran bir irs ilişkisi belgesi olduğu, mirasçının yabancı olduğunun belirlenmesi ile yetinilmesi görüşü bazı üyeler tarafından ileri sürülmüş ise de; özellikle taşınmaz mallar bakımından mirasçının mülkiyet hakkını tescilsiz iktisap edeceği (MK.633) kuralının Medeni Kanun tarafından benimsenmiş olması ve Tapu Sicil Nizamnamesinin 19 ve Tapu Kanununun 37. maddesi uyarınca, kendisine Türk Mahkemelerinden alınmış veraset belgesi ibraz edilen tapu memurunun intikal işlemini red etmesinin mümkün olmayışı karşısında, bu görüş çoğunlukça kabul edilmemiştir.
 
Bu itibarla, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararında açıklandığı üzere; özellikle taşınmaz mallar bakımından, mirasın açıldığı tarih itibariyle, ilgililerin mirasçı olma ehliyetine sahip olup olmadıkları araştırılıp sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. O halde, usul ve yasaya uygun olmayan direnme kararı bozulmalıdır.
 
Sonuç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 21.12.1994 tarihinde yapılan ilk toplantıda yeterli çoğunluk sağlanamadığından, 28.12.1994 gününde yapılan ikinci toplantıda oyçokluğuyla karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini