 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1994/264
Karar no : 1994/594
Tarih : 12.10.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi)nce davanın reddine dair verilen 22.1.1992 gün ve 1990/818-1992/20 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 6.5.1993 gün ve 1992/6863-3190 sayılı ilamı ile; (..Davacının sigortaca kendisine ödenmiş olan (5.748.634.081) liraya ilişkin faiz istemine gelince;
TTK.nun sigorta bedelinin ödenmesine ilişkin 1292. maddesi delaletiyle aynı Yasanın 1299. maddesi ve BK.nun 101/2. maddeleri uyarınca rizikonun gerçekleştiğinin sigortacıya ihbar edildiği 26.1.1990 tarihinde sigortacının temerrüde düştüğünü kabul edilerek, bu tarihten sigortaca ödeme yapılan 15.8.1990 tarihine kadar geçen dönem için davacı tarafça 3095 sayılı Kanunun 1/3. maddesine göre talep edildiği anlaşılan reeskont oranında temerrüt faizine hükmedilmek gerekirken, davacının bu isteminin de reddi doğru olmamıştır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece, önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davacı vekili.
Hukuk Genel kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Sigortacının, sigorta bedelini ödeme borcu, karada ve iç sularda taşıma rizikolarına ait sigortalar dahil, bütün mal sigortalarında, rizikonun gerçekleştiğini sigortacıya ihbar borcunun doğduğu tarihte muaccel olur (TTK. 1299/1). Yani, rizikonun gerçekleştiğinin sigorta ettiren tarafından, sigortacıya ihbarı ile sigorta bedeli (tazminatı) muaccel sayılır. Türk Ticaret Kanunu, sigorta bedelinin muacceliyetini düzenlediği halde, temerrüt için özel bir düzenleme öngörmemiş ve sigortacının temerrüdünü genel hükümlere bırakmıştır. Genel hükümlerden sayılan BK.nun 101. maddesinin ise temerrüt yönünden uygulanma olanağı vardır.
Ne varki, sigortacı ile sigorta ettiren arasında yapılan sözleşmenin sigorta poliçesi genel şartlarında, temerrüt hakkında özel bir düzenleme getirilmiştir. Poliçe genel şartlarının, temerrüt hakkında özel bir düzenleme getirilmiştir. Poliçe genel şartlarının "Tazminatın Ödenmesi" başlığını taşıyan 20/5. maddesinde, aynen; "tazminat, tazmin vecibelerinin tahakkukunu müteakip en geç 30 gün içinde ödenir. Bu müddet içinde sigortacıya affedilecek bir sebeble tazminat ödenmediği takdirde ayrıca kanuni faiz yürütülür" denmektedir. Bu itibarla, sigortacının temerrüdü hakkında özel düzenlemeye ilişkin bu hükümlerin, genel hükümlerden önce uygulanması gerekir.
Somut olayda, sigorta ettiren 26.1.1990 tarihinde rizikoyu sigortacıya ihbar etmiş ve aynı gün, sigortacı bu rizikoyu öğrenmiştir. Sigortacı tarafından görevlendirilen eksper, 12.2.1990 ve 13.2.1990 günlü raporlarını düzenlemiş ve bu raporların ışığında toplam zarar 5.748.643.081 lira olarak saptanmıştır. Eksper raporları bir hafta sonra sigortacıya ulaştığına göre, sigorta şirketi en geç 20.2.1990 tarihinde, raporların içeriğini öğrenmiş ve raporları kabul ettiği için tazmin borcu doğmuştur. Sigorta şirketinin benimsemiş olduğu zarar tutarının engeç otuz gün içinde, sigorta ettirene ödenmesi için tüm işlemlerin sigortaca yapılması ve eğer sigorta ettirenin olumsuz bir işlemi varsa, bu eylemlerin giderilmesi çabasının gösterilmesi gerekir. Her ne kadar, davalı sigorta şirketi, sigorta ettirenin mutabakatı için bazı yazılar yazmış ise de, yazıların en kısa zamanda yazılması ve işin öneminin belirtilmesi gerekirken, bu hususlara uyulmamıştır. Kaldı ki, sigorta ettirenin temerrüdü söz konusu ise, sigorta bedelinin de bir tevdii mahalline yatırılması icapeder. Ayrıca da sigortacının tazmin borcunun doğduğu 20.2.1990 tarihinden itibaren 30 gün içinde sigorta bedelinin (tazminatının) ödenmesi gerekirken, bazı yazıların sonuçlarının beklenmesi sigortacının temerrüde düşmesini engelleyemez.
Açıklanan bu durum karşısında, davalı sigorta şirketinin benimsemiş olduğu eksper raporunun, kendisine ulaştığı 20.2.1990 tarihinden itibaren engeç 30 gün içinde sigorta bedelini ödemesi ve buna göre de temerrüt tarihi olarak 20.2.1990 tarihinden itibaren 30 günün geçmesinden sonraki tarihin kabulü gerekirken, davanın tümüyle reddi doğru görülmemiş ve mahkeme kararının değişik gerekçeyle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 12.10.1994 gününde, oybirliğiyle karar verildi.