 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1994/26
Karar no : 1994/250
Tarih : 20.04.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "şiddetli geçimsizlik nedeni ile boşanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Diyarbakır 3. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 2.2.1993 gün ve 1992/135 E.1993/25 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 18.5.1993 gün ve 1993/3580-5226 sayılı ilamı:
(.. Dava ve taraf ehliyeti kamu düzenine ilişkin olup, mahkemelere doğrudan doğruya (resen) gözönünde tutulur. Davada davalının ruhsal rahatsızlığı ileri sürülmüş ve bu iddia dosya arasındaki bir kısım delil ile doğrulamış bulunmasına göre mahkemece yapılacak iş, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 42. maddesi uyarınca Sulh Mahkemesine yazı yazılması davalının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması ve bu hususun bir ön mesele sayılması, gerekirse Medeni Kanunun 405/8. maddesi uyarınca işlem yapılması ve sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesinden ibarettir. Bu yön gözönünde tutulmadan yargılamaya devam olunarak işin esası hakkında karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle, gerek dava dilekçesi içeriğinden gerekse, dinlenen tanık beyanlarından davalının ruhsal rahatsızlığının ileri sürülmüş olması bir yana, bu ileri sürüşü doğrulayıcı beyanlar bulunduğu gibi, dava tamamen davalının yokluğunda yürütülüp sonuçlaşdırılmıştır.
Davanın reddedilmiş olması'da davalının vesayet altına alınması gerekliliğinin anlaşılması durumunda izlenmesi gereken yol itibarı ile de, mutlak biçimde lehinde verilmiş bir karar olarak kabul edilmeyeceğine göre; Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), 6.4.1994 tarihinde yapılan ilk görüşmede yeterli çoğunluk sağlanamadığından 20.4.1994 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.