 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1994/251
Karar no : 1994/593
Tarih : 12.10.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "takas - mahsup" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kadıköy 1. İcra Tetkik Merciince davanın kabulüne dair verilen 24.12.1991 gün ve 1988/2100-1991/1034 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 30.3.1993 gün ve 3096-5610 sayılı ilamı:
(.. Takas dermeyan eden borçlunun kesinleşmiş bir alacağı bulunmadığı anlaşılmasına göre, takip hukuk açısından takas ve mahsubu gerektirecek bir husus henüz oluşmuş kabul edilemez. Dar yetkili mercide BK.nun 118/2. maddesinin uygulanması ve giderek yargılamayı gerektiren hususların tartışılması mümkün değildir. İstemin reddedilmesi gerekirken aksi düşüncelerle bilirkişi raporuna dayanarak takas ve mahsup talebinin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. Mercice kararın bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla karar düzeltme isteğinin kabulüne karar verilmek gerekmiştir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, takibin durdurulması, takas ve mahsup istemine ilişkindir.
Sınırlı yetkili İcra Tetkik Merciinin yargılama usulü gözönünde tutulduğunda, takip hukuku bakımından takas ve mahsup iddiası kural olarak üç halde nazara alınabilir. Bunlar:
1- Takasa konu olacak, İcra İflas Kanunu'nun 68. maddesindeki belgelere dayalı bulunuyorsa,
2- Bu alacakla ilgili olarak İcra Takibi yapılmış ve takip kesinleşmiş ise,
3- Alacak ilama bağlanmış durumdaysa,
Somut olayda, ilama bağlanmış bir alacak var ve yine takas mahsup istemi içinde bu ilamın kesinleşmesi şart değilse de söz konusu alacağa ilişkin ilam, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nce bozulmuş olmakla ortadan kalktığı için bu aşamada hüküm altına alınan bir alacak kalmamış demektir. Bu durumda davacının takas ve mahsup isteğinin kabulüne olanak yoktur. Hal böyle olunca takas ve mahsup isteminin kabulüne ilişkin Mercii kararı doğru değildir. O halde önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA), 12.10.1994 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.