Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1994/192
Karar no : 1994/491
Tarih : 06.07.1994

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Taraflar arasındaki "boşanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kırıkkale 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 7.9.1992 gün ve 1992/490-396 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 9.7.1993 gün ve 1993/6715-7212 sayılı ilamı ile;
(... 1 - Dava 26.9.1989 tarihinde açılmış olup, 3444 sayılı Kanun'un geçici 1. maddesindeki şartlar oluşmamıştır.
2- Önceden açılmış ve redle sonuçlanmış bir boşanma davası olmadığından Medeni Kanun'un 134/son maddesinde uygulama yeri yoktur.
3- Davalıya atfedilecek bir kusur gerçekleşmemiş ve koca tam kusurlu olup davalıca hakkın suistimalini teşkil eden bir halde isbatlanamamıştır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
 
KARAR : Dava, MK'nun 3444 sayılı Yasa ile değişik 134. maddesinden kaynaklanan boşanma istemine ilişkindir.
Bilindiği gibi genel boşanma nedeniyle ilgili MK'nun 134. maddesinin eski şeklinde (ifadesinde), şiddetli geçimsizliğe ilişkin boşanma davası, ilke olarak doğrudan kusura dayanmıyor görünse de, ikinci fıkrası ile dava hakkını, kusur olmayan ya da daha az olan tarafa tanımak suretiyle kusuru gizli bir unsur haline getirmişti. Nitekim ilk bakışta dava hakkına yönelik görünse de söz konusu 134. maddenin eski biçiminde kusura ilişkin hükmün böylesine "katı bir tarzda uygulanması şikayetlerin odak noktasını teşkil" etmişti (3444 sayılı Kanun'un Hükümet Tasarısı 4. madde gerekçesi). İşbu ve benzer düşüncelerle 3444 sayılı Kanun MK'nun 134. maddesini değiştirip kusur meselesinden doğan güçlüğü önemli ölçüde hafifletmiş, kusur yerine evlilik birliğinin onarılmaz bir biçimde sarsılmasına önem vermiş, özetle kusurlu eşe dava açma hakkı tanımıştır.
Ne varki, bu değişikliği tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçimde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği temel hukuk ilkesine aykırı düşer. Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimizin benimsemediği bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi, karşı tarafın hiçbir eylemi ve davranışı söz konusu olmadan evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar sonra da birlik artık sarsılmış diyerek boşanma doğrultusunda hüküm kurulması talep edebilir.
Öyle ise, MK'nun 134. maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz olmaya gerek olmayıp, daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber boşanmaya karar verilebilmesi için davalının çok az dahi olsa belli bir kusurunun varlığı ve bunun isbatlanması kaçınılmazdır.
Olayımızda ise; vuku bulan vakıalara göre evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne varki bu sonuca ulaşılmasının, tamamen davacının başka kadınla birleşip birlikte yaşamaya başlaması ve davalı karısı ile evini ihmal etmesine varan tutum ve davranışlarından kaynaklandığı duraksanmayacak biçimde anlaşılmıştır. Davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Nitekim Hukuk Genel Kurulu'nun 25.12.1991 gün 543/663 sayılı kararında da aynı görüşe yer verilmiştir. Bu durumda dosya içeriğine, Yasanın özüne ve sözüne uygun olan ve Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma ilamına uyulması gerekirken, yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi doğru değildir. O halde usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
 
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının genel daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 6.7.1994 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini