 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1994/19
Karar no : 1994/299
Tarih : 04.05.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "menfi tesbit ve bono iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen 25.11.1991 gün ve 1990/170 E., 1991/4428 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekilleri tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 12.10.1992 gün ve 1992/3330-5013 sayılı ilamı:
(...Davanın duruşmada yapılan isticvabında davada konu edilen aracı haricen satın alan davacının bu aracı haricen adı saptanmayan kömürcüye sattığı ve bu satışa dayanılarak alıcının ilk malikten aracın kaydını devraldığı belirtilmektedir. Bu isticvaptaki savunma hakkında davacı vekili tarafından verilen dilekçede ise, aracın ilk malikinin müvekkilinin haricen yapılan satışına dayalı bir devri bulunmadığı ilk malikin doğrudan aracı üçüncü bir şahsa sattığını savunmaktadır.
Bu durumda aracın davacının haricen yaptığı satışa dayalı olarak ilk malik tarafından üçüncü şahsa verildiği savunmasının isbatı davalıya aittir. Mahkemece davada konu edilen aracın yapılan bu satışla ilgili kaydı celb edilip davalıdan bu konuda delilleri sorulup toplanacak delillerle hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı ve noksan şekilde karar verilmesi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, ve özellikle, dava sonucu aracın dava dışı "Kömürcü" diye anılan şahsın elinde olduğu ve asıl malikten de aracın trafikte kaydını devraldığı anlaşılmaktadır. Zira bu ileri sürüşe karşı çıkılmamıştır.
Dava ise, aracı kısa bir süre kullanmayı takiben bayii olan davalıya iade ettiğini savunmuştur. Bu durumda aracın asıl malikinden dava dışı "Kömürcü"ye intikaline kadar cereyan eden olaylar ve nedenleri açıklığa kavuşmamıştır.
Oysa, hakimin müphem ve mütenakız gördüğü iddia ve sebepler hakkında izahat isteyebileceği gibi, davanın her safhasında da iki tarafın iddiaları hududu dahilinde kendilerini istima ve lazım olan delillerin ibraz ve ikamesini emredebileceği H.U.M.K.'nun 75/2-3 maddesi hükmü gereğidir.
Bu itibarla Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA), 4.5.1994 gününde oyçokluğuyla karar verildi.