 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1994/185
Karar no : 1994/281
Tarih : 04.05.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA: Taraflar arasındaki "elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 5. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 28.12.1992 gün ve 1300-1779 sayılı kararın incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi üzerine;
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi'nin 10.5.1993 gün ve 4799-6236 sayılı ilamı:
(...Davada kat maliki olmadığı anlaşılan yönetici davalının ana gayrimenkulün ortak yerlerine vaki müdahelinin önlenmesine ve ecrimisile hükmedilmesini istemiş olup mahkemece müdahalenin önlenmesine ve ecrimisil isteminin reddine karar verilmiş, davacı yönetici ecrimisil davasının reddine ilişkin kararı davalılar da men'i müdahaleye dair kararı temyiz etmiştir.
Kat Mülkiyeti Kanunun ek 1. maddesi kat mülkiyetinden doğan uyuşmazlıkların miktarına bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesinde görüleceğini hükme bağlamış olup, ortak yere müdahalenin önlenmesi davası bu süretle belirlenen mahkemenin görevleri kapsamındaysa da ecrimisil davası miktar ve değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülecek davalardan da olmadığı cihetle mahkemenin görevi dışındadır.
Mahkemece istenen ecrimisil miktarı itibarıyla ecrimisile ilişkin dava tefrik edilerek Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılmak üzere dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken görev yönü dikkate alınmadan işin esası hakkında hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Ayrıca men'i müdahale davası, kat mülkiyeti hükümlerinin uygulandığı davalarda ancak kat malikleri tarafından açılabileceği ve yönetici tarafından açılan bu gibi davalarda kat malikleri kurulunun bu gibi konularda yöneticiye yetki vermesi gerektiği dikkate alınarak kat malikleri kurulunun yönetici olan davacıya bu konuda yetki verip vermediği araştırılmadan ve bu süretle dava açma ehliyeti saptanmadan davanın yazılı olduğu şekilde kabulü de usul ve yasaya aykırıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR: 3156 sayılı Yasa ile değişik H.U.M.K.nun 440/111.2. maddesi hükmüne göre; Kat Mülkiyeti Kanunu'ndan doğan davalar, kural olarak, karar düzeltmeye tabidirler. Yararı olan tarafın bu yola gidebilmesi için de Özel Daire bozma kararının, tarafa tebliği (yazılı bildirimi) şarttır.
Ancak, anılan yasa maddesinin bu açık hükmüne rağmen Özele daire bozma ilamının taraflara tebliğ edilmediği ve dolayısıyla karar düzeltme yoluna gitme hakkı olan tarafa bu imkanın tanınmadığı anlaşılmıştır.
O halde, Özel Daire bozma ilamı taraflara tebliğ edilmeli, süresi içinde karar düzeltme istenildiği takdirde dosya Özel Daireye gönderilmeli, karar düzeltme yoluna gidilmediği veya gidilip de reddolunduğu takdirde, yeniden tayin olunacak oturumda, bozma kararına uyulup uyulmaması hususunda bir karar verilmelidir.
Direnme kararı, sırf bu nedenle, işin esasına girilmeksizin, usulden bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenle (BOZULMASINA), oybirliği ile karar verildi.