 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E:1994/17-843
K:1995/74
T:15.02.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
YARGITAY KARARI
Taraflar arasındaki "kadastro tesbitine itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kozan 1. Kadastro mahkemesince davanın reddine dair verilen 22.9.1992 gün ve 1985/1-1992/26 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 23-11.1993 gün ve 8433-12953 sayılı ilamıyla; (... Çekişmeli taşınmaz davalı İbrahim K... adına tesbit edilmiştir. Havacı itirazının reddine ilişkin 8.10.1980 yünlü komisyon kararı 5.6.1981 tarihinde tebliğ edildiği halde dava 9.10.1985 tarihinde açılmıştır. Böylece komisyon kararı davacı yönünden kesinleşmiştir. Kesinleşen komisyon kararları aleyhine açılan davalara kadastro mahkemelerinde bakılamaz, görev konusu kamu düzeni ile ilgili olduğundan yargılamanın her aşamasında resen gözönünde bulundurması gerekir. O halde kesinleşen tesbit sebebiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken işin esastan incelenerek kesin hüküm oluşturacak biçimde hüküm kurulması doğru değildir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü :
Dava kadastro (tapulama) tesbitine itirazdır.
Kadastro sırasında 572 parsel sayılı 8800 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz vergi kaydı. harici sarış ve kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği nedeniyle davalı adına tesbit edilmiştir, itirazı tapulama komisyonunda 8.10.1980 gününde reddedilen davacı, 09.02.1985 gününde vergi kaydına dayanarak, temyize konu davayı açmıştır.
Davacıya PTT aracılığı ile gönderilen tapulama komisyon kararının (birlikte oturan reşit yeğeni Mustafa S... -Bekçi imzasına) şerh verilerek tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Olayda çözümlenmesi gereken sorun, davacıya gönderilen tapulama komisyon kararının usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği başka bir deyişle 7201 sayılı Kanunun 16. maddesine göre yapılan tebliğ işleminin usulsüz olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Kendisine tebligat yapılan Bekçi Mustafa S..., yargılama sırasında verdiği ifadesinde davacı ile akrabalık bağı olmadığı gibi aynı çatı altında da oturmadıklarını bildirmiş olması bir yana ayrıca Tebligat Kanununun 32. maddesine göre muhatabın (davacının) tebliğe muttali olduğuna değinen bir beyanı da mevcut değildir. Bu durumda yerel mahkemenin tebligatın usulsüzlüğüne değinen direnmesi yerindedir. Ne var ki işin esasına yönelik temyiz itirazları Özel Dairesince incelenmediğinden dosya gerekli tetkikat için dairesine gönderilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü mahkemenin davacıya yapılan tebligatın usulsüzlüğüne değinen direnmesi yerinde ise de, işin esası ile ilgili temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 17. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 15.2.1995 gününde oybirliği ile karar verildi.