 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1994/169
Karar no : 1994/388
Tarih : 08.06.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "kişisel hakka dayalı tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bodrum Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 6.9.1991 gün ve 1990/216 Esas, 1991/385 Karar sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 17.9.1992 gün ve 1992/722-7856 sayılı ilamı:
(... Dava, satış vaadi sözleşmesi uyarınca taşınmazın devre mülk hakkının tescilini istemiştir. Noter senedinde yazılı 900.000.- TL.lık bedelin ödendiğini ileri sürmüştür. Davalı bedelin iki devre mülke ait olmak üzere 25.000.000.- TL.sı olduğunu bununda ödenmediğini belirtip, davanın reddini savunmuştur. Cevaba cevap dilekçesinde davacı vekili devre mülkü 10.000.000 TL.sına aldığını bildirmiştir. Bu durumda artık resmi senetteki alış bedelinin aksi bizzat alıcının vekilinin beyanı 25.000.000.- TL.sı olduğuna dair davalı savunmasını, davalı tarafından kanıtlanmalıdır. Davacının beyanı ile 10.000.000.- TL.sı alış bedeli olarak kabul edilmiş ve bunun 900.000.- TL. resmi senetle belirtildiği üzere ödenmiştir. Geriye alış bedeli olarak 9.100.000.- TL.sı kalmaktadır. Bunun ödendiği davacı tarafından kanıtlanmadıkça davanın kabulüne karar verilemez. Bakiye bedelin ödendiği kanıtlanamaz ise o zaman B.K.nun 81. maddesi uyarınca davacıya kalan bedelin ödenmesi için önel verilmeli, bakiye bedel yatırıldıktan sonra karar verilmelidir. Dosyadaki oluşuma ters düşen kabul kararı verilmesi doğru görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulun'ca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA), oyçokluğuyla karar verildi.