 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1994/159
Karar no : 1994/243
Tarih : 20.04.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "hizmet tesbiti" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bolu Asliye Hukuk (İş) Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 31.12.1992 gün ve 1585-1197 sayılı kararın incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 8.9.1993 gün ve 3504-9088 sayılı ilamıyla; (...Davacı 1969 yılında Orman Genel Müdürlüğü işyerinde, tarım işi sayılmayan işlerde Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tesbitini 11.11.1991 tarihinde açtığı dava ile istemiştir. Davacının, Orman Genel Müdürlüğü işyerinden 1969 tarihinde ayrıldığı dosya içeriğiyle sabittir. Davacının işyerinden ayrıldığı tarihi kovalayan yılbaşından itibaren davanın açıldığı tarihe kadar, davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanunun m. 79/8'deki 10 yıllık hak düşürücü süre fazlasıyla geçmiştir. Her ne kadar davacı 1977 tarihinde Köy Hizmetleri İl Müdürlüğü işyerine girmiş ise de, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, ayrı bir hükmi şahsiyet olup, Orman Genel Müdürlüğü işyerindeki çalışmalarına ilişkin olarak davacının hak araması ve tesbit davası açmasını engellemesi ya da bu konuda davacıya manevi cebir uygulaması beklenemeyeceğinden, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünden geçen çalışma döneminde, sükutu hak döneminin işlemeyeceği düşünülemez.
işbu fiili ve hukuki gerçekler gözönünde tutularak davanın gerçekleşen hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulü isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davalılar vekilleri.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, hizmet tesbiti istemine ilişkindir.
Yerel mahkemece davanın kabulüne dair kurulan hüküm, özel dairece davanın yasal dayanağının 506 sayılı Yasanın 79/8. maddesi bulunduğu ve bu maddede öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu vugulanarak davanın reddi gereğine işaretle bozulmuştur.
Gerçekten 506 sayılı Yasanın 79/8. maddesi ile, işçinin çalışmasının tesbitini talep ettiği işyerinden ayrıldığı tarihi kovalayan yılbaşından itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre içerisine bu istekle dava açılabilmesine olanak sağlanmıştır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlıkda olayda 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, tesbiti istenen çalışmanın geçtiği işyeriyle sigortalı işçinin bilahare çalışmakta olduğu işyerinin ayın işverene ait olması halinde işçinin iş akdinin selameti bakımından işvereniyle hasım durumuna düşmek istemeyeceği ve bunun manevi baskısı altında kalacağından iş akdi devam ettiği müddetçe de kendisinden belirli süre içerisinde dava açmasının beklenemeyeceği görüşü devamlılık kazanmış yargısal kararlar gereğidir. Somut olayda 1969 yılında Orman Genel Müdürlüğüne ait işyerinde sigortasız çalışmasının tesbitini isteyen davacı işçi, aynı genel müdürlüğe ait işyerinde 1972 tarihinde yeniden işe başlamış ve yasal düzenleme sonucu 1983 tarihinde çalışmasını Orüs Genel Müdürlüğünde sürdürmek durumunda kalmıştır. Bu yaklaşım içerisinde davacıda işçi yönünden, Orman Genel Müdürlüğünden ayrı tüzel kişiliğe sahip olan Orüs Genel Müdürlüğü işyerinde çalışmaya başladığı tarinde yukarıda açıklanan sakıncalar artık etkisini kaybettiğinden bu tarihin 10 yıllık hak düşürücü sürenin başlangıcı olarak kabulü icap eder.
Temyize konu dava ise 1991 yılında açılmıştır. Bu durumda yerel mahkemenin davanın süresinde bulunduğuna değinen direnmesi yerindedir. Ne varki işin esasına yönelik temyiz itirazları Özel Dairesince incelenmemiştir. O nedenle dosya işin esasıyla ilgili temyiz itirazlarının incelenmesi için Özel Dairesine gönderilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davanın süresinde açıldığına ilişkin yerel mahkeme kararı doğru olup işin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 10. Hukuk Dairesine gönderilmesine 20.04.1994 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Kanunun 79/8. maddesidir. Bu davalar "...sigortalıların... hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 10 yıl içerisinde mahkemeye başvurularak..." açılabilir. Bu sürenin, hak düşürücü süre olduğu, doktrin ve tatbikatta kabul edilmiştir. Bu yön, yerel mahkeme ile Özel Daire arasında da uyuşmazlık konusu değildir. Hak düşürücü sürenin geçtiği yılın sonu" hitamı ise, "mahkemeye başvurma" tarihidir. Öte yandan, hak düşürücü süre; uzamaz, kısalmaz, kesilmez, durmaz ve değiştirilemez.
Davacının hizmetinin geçtiği yılın sonu ile, tesbit için mahkemeye başvurduğu tarih arasında 10 yıllık süre fazlasıyla geçmiştir. Öte yandan, bu davada, işverenin manevi cebri sonucu süresinde dava açılamadığı yollu bir iddia ve kanıtta yoktur.
Bu nedenlerle Özel Dairenin bozma kararı yerindedir.
Direnme kararını uygun bulan sayın çoğunluğun görüşüne bu nedenlerle karşıyım. 20.04.1994
Teoman Ozanoğlu
10. Hukuk Dairesi Başkanı