 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E:1994/13-89
K:1994/223
T:20.04.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
YARGITAY KARARI
Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Karşıyaka 4. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 09.06.1992 gün ve 1992/40 1992/432 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 16.11.1992 gün ve 7334-8831 sayılı ilamı ile; (...Davacı dava dışı arsa sahibinden satın aldığı B... Mah. 232 ada 151 parselde inşa edilen apartmanın 9 nolu daireyi davalı yüklenicinin arsa sahibi ile düzenledikleri eser sözleşmesine aykırı davranarak inşaatı tamamlayıp teslim edilmediğini öne sürerek dairenin tamamlanması için gerekli olduğu tesbit edilen 26.650.000 TL sı ile gecikme tazminatı olmak üzere toplam 30.000.000 TL sının davalı yükleniciden tahsilini istemiştir.
Davalı yargılamaya gelmemiş davaya da cevap vermemiştir.
Mahkemece, sözleşme uyarınca davalının istem kalemlerine karış sorumlu olduğu benimsenmiş ne var ki, dava tarihinden üç yıl önce taksitlerle 12.000.000 bedelle satın alınan dairenin üç yıl sonra değerinin 50.000.000 TL sına baliğ olduğu, noksanlıklar nedeniyle 30.000.000- TL hükmedilmesinin MK nun 2. Maddesine aykırı olup adalet duygularını rencide edeceği kabul edilmiş, BK 44/2 maddesi uyarınca 12.000.000 TL sı tazminatın davalıdan alınmasına karar verilmiştir.
Hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Az yukarıda açıklandığı üzere arsı sahibi ile düzenlediği eser sözleşmesine göre davalının davacıya karşı da alacağın temliki hükümlerine göre sorumlu olacağı mahkemenin de kabulünde olduğu gibi doğrudur. Satın akdi tamamlanmıştır. Akdin tamamlanmasından sonra sözleşme dışı nedenlerle dairenin değer kazanması MK nun 2. Ve BK nun 44. Maddelerinin uygulanmasını gerektirir bir oluğu olarak kabul edilmesi hükmen üstün görülemez. Gerçekte de tamamlanan satım akdi ile daire satın alan davacının mal varlığına girmiş olup bundan sonra taraflar dışında gelişen durumla da dairenin değerinin artmasından dolayı kazanmalarda davacının mal varlığına aittir. Davalının bundan yararlanması mümkün olmayacağı gibi adalet duygularını rencide eden bir durumun varlığından da doğrudan veya dolaylı olarak söz edilemez. Böyle bir kabul satım akdinin hukuki yapısına tamamen aykırılık oluşturur.
Bu durumda dairenin eksiklerinin parasal değeri mahkemece yaptırılan ve doğru kabul edilen 27.450.000 TL sı olduğuna göre istemde bağlı kalınarak bu kaleme ilişkin istem olan 26.650.000 TL sının kabulüne karar verilmesi gerekir. Yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, benimsenen Özel Daire Bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ:Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma karırında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 20.04.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.